“Afet Sonrası Erken Çocukluk Hizmetlerine Hazırlanmak Gerekiyor”

Nitelikli eğitim açısından tartışılması kritik konuları verilerle ve uzman görüşleriyle değerlendirdiğimiz yazı dizimiz Etraflıca’nın üçüncü bölümünde, erken çocukluk dönemindeki eğitim ve bakım (EÇEB) hizmetlerini ele aldık. Söz bu kez de erken çocukluk eğitimi alanında çalışmalar yapan diğer sivil toplum kuruluşlarında. Erken çocukluk eğitimi; çocukları tüm gelişimlerinde desteklemek, okula hazırlamak ve onların hayata eşit fırsatlarla başlamalarına yardımcı olmak için çok önemli. Afetler sonrasında ise erken çocukluk eğitimin önemi daha artıyor. AÇEV Kurumsal İşbirlikleri ve Savunu Direktörü Hasan Deniz, 6 Şubat depremleri sonrasında deprem bölgesinde kurdukları Çocuk ve Aile Merkezleri ile bu merkezlerin önemini ERG Blog’a yazdı.

Hasan Deniz
AÇEV Kurumsal İşbirlikleri ve Savunu Direktörü

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası oluşan deneyimden hareketle ifade edilmesi gereken en temel eksiklik, çocukların gelişimlerini ve öğreniyor olmalarını desteklemeye, iyi olma hâllerini sağlamaya ve onları her türlü riskten korumaya yönelik bütüncül, organize bir plan ve uygulamanın olmamasıdır. Elbette birçok kamu kurumu, STK ve hatta bireysel girişim canı pahasına tüm afet alanlarında bir şeyler yapmaya çalıştılar. Bunlar çok önemli ve hakikaten saygı duyulması gereken girişimlerdi. Ama bir plan ve bütünsellikten, gerekli standartlardan yoksundu. Bazı çalışmalar da tek seferlik, devamlılığı olmayan kısa süreli çalışmalardı. Temel bir model ve bütünlük eksikliği devam ederken diğer yandan da afet alanlarında çocuklara yönelik faaliyet enflasyonu da oluştu; kukla gösterisi, boyama atölyesi, at binme parkuru, şişme kaydırak alanı, trambolin, Nasrettin Hoca gösterisi… Duyarlı olan herkes, çocuklara yönelik elinde ne varsa getirip, çocukların bu etkinliklerden yararlanmasını istedi. “Bunlar çok kötü şeylerdi, gelmemeliydi” demiyorum, ancak bu gibi olanakların, plansız kakofoninin yarattığı bazı olumsuz sonuçlar da esas eksiği görmemizi engellememeli diye bu gözlemi paylaşıyorum. Yani devamlılığı ve düzeni olan, hem gelişimsel hem de psikolojik olarak çocukların desteklenmesine yönelik yapılandırılmış müdahaleler son derece yetersiz ve koordinasyonsuzdu.

Afet sonrası erken çocukluk eğitimi planlı, standartlara uygun ve bütünsel olmalı

Sonuç olarak, afet alanlarında erken çocukluk hizmetlerinin sağlanmasına yönelik programlarda, psikolojik destek uzmanlığında, mekân tasarımında ve standardında çok temel eksikler olduğunu gözlemlediğimi söyleyebilirim. Birçok şey elbette yapıldı. Ancak bunların çoğu duruma uyarlandı ve eklektik bir şekilde alana monte edilmeye çalışıldı. Geldiğimiz son durumda da, erken çocukluk eğitiminde yaş gruplarına yönelik geliştirilmiş programlarda, eğitmen ve mekân standartlarında eksiklikler olduğunu söyleyebiliriz. Buradan sonraya taşıyacağımız en önemli ders ise afetlere hazırlanırken arama kurtarmaya, insani yardıma, sağlık hizmetlerine ne kadar odaklanıyorsak aynı ağırlıkta bilimsel ve bütünsel bir yaklaşımla afet sonrası erken çocukluk hizmetlerine de hazırlanmamız gerektiği. Buradan öğrendiklerimizi bir sonraki deneyime sistematik bir hazırlık için taşımamız gerekiyor. Bu nedenle geride bıraktığımız yaklaşık bir yıllık deneyim sonrasında ilgili kamu birimleri, erken çocukluk alanında çalışan STK’lar, üniversiteler, erken çocukluk eğitiminde modeller, sistemler, standartlar ve koordinasyon üzerine daha çok ortak çalışmalı, daha fazla konuşmalı ve birbirleriyle alışverişte bulunmalıdır.

“Erken çocuklukta maruz kalınan olumsuz deneyimler gelişim kayıplarına yol açabilir”

AÇEV, yıllardır müdahale programları uygulayan ve bu programlarının önemine dikkat çekmeye çalışan, oldukça deneyimli bir kuruluş. Dolayısıyla neyin kaybedileceğini, neyin kazanılacağını ve bu kaybı azaltmak için neler yapmak gerektiğini bilen bir kuruluş. Gelişimin farklı derecelerde hayat boyu devam ettiğini ama gelişimde bazı hızlı ve kritik dönemler olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Çoğunlukla erken çocukluk olarak tanımlanan bu kritik dönemde maruz kalınan olumsuz deneyimler, ilgisizlik, gelişim alanlarına yönelik deneyim ve uyaran eksikliği birçok gelişimsel kayba yol açabiliyor. Yaşamın ilk yıllarında olumsuz ve yetersiz deneyimler yüzünden kaybedilen birçok gelişim fırsatının telafisi çok zor olduğu gibi, olumsuz deneyimlerin etkileri de uzun yıllar sürebiliyor. Tam da bu nedenlerle hızla Hatay, Gaziantep ve Adıyaman’daki konteynerkentlerde Çocuk ve Aile Merkezleri kurduk. Temel amacımız, gelişimsel açıdan çocuklar için en kritik ve gelişimin en hızlı olduğu dönemdeki telafisi zor gelişimsel kayıpları azaltmak ve çocuklar için güvenli alanlar yaratarak, çocukları her türlü olumsuz deneyimden de korumaktı. Çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişiminin yapıtaşları, yaşamın ilk yıllarında, ailenin ve çocuğun içinde bulunduğu toplumun sunduğu ortama ve desteklere bağlı olarak gelişir. Çocuğun bakım, gelişim ve eğitiminde elbette en önce ebeveynler temel sorumluluğu üstlenirler. Ancak afet koşullarının her şeyi alt üst ettiği bir durumda, kurumsal destek olmadan ailenin yeterli olması pek de mümkün olmayacağı için bu merkezler kuruldu.

AÇEV Çocuk ve Aile Merkezleri’nde neler yapılıyor?

AÇEV Çocuk ve Aile Merkezleri’nde her şeyden önce çocukların gelişimlerinin desteklenmesine ve iyi olma hâllerinin güçlenmesine yönelik programlar uygulanıyor ve gerekli ortamlar sağlanıyor. Diğer yandan, anne ve babaların ebeveynlik rollerinin güçlendirilmesine ve bu süreçte çocuklarını destekleme becerileri kazanmalarına, genç kadınların güçlenmelerine yönelik çalışmalar yürütülüyor.

Merkezlerde, 5-6 yaş grubundaki çocuklarla yaz dönemi boyunca AÇEV tarafından geliştirilen Yaz Okulöncesi Eğitim Programı (YAZ OEP) uygulandı. Program, genel hatlarıyla Büyük Grup Zamanı, Temizlik-Kahvaltı Zamanı, Bahçe Zamanı, Müzik Zamanı, Okumaya Hazırlık Zamanı, Planlama-Oyun-Hatırlama Zamanı ve Kitap Okuma Zamanı’nı içeren yarım günlük bir akıştan oluşuyor. Bu programla çocukların sosyo-duygusal, bilişsel ve dil gelişimleri başta olmak üzere tüm gelişim alanlarının ve ilkokula hazırlanmalarının desteklenmesi hedeflendi. Kış dönemi boyunca da 5-6 yaş çocuklara yönelik olarak Kış Okulöncesi Eğitim Programı (KIŞ OEP) uygulanmaya başlandı.

4 yaş grubundaki çocuklara yönelik ise bir oyun akışı uygulanıyor. Uygulama süresi 16 hafta, haftada 5 yarım günü kapsıyor. Uygulamayla birlikte, 4 yaşındaki çocukların güvenli bir ortamda yaşıtlarıyla vakit geçirmeleri ve gelişimlerinin desteklenmesi hedefleniyor. Öte yandan konteynerkentte yaşayan 3-14 yaş arasındaki çocuklara yönelik kendi yaş gruplarına özel zaman dilimlerinde, kitap ve oyuncak kütüphanesinde çeşitli etkinlikler, oyunlar ve kitap okuma zamanları yapılıyor. Kütüphanelerde uzmanların gözetiminde olmak üzere hem çocukların akranlarıyla oyunlar oynaması hem de kitap okuma alışkanlığı kazanması hedefleniyor.

Merkezlerde ebeveynler de destekleniyor

Merkezlerden faydalanan çocukların anne babaları içinse, Ebeveyn Destek Uygulaması (EDU) gerçekleştiriliyor. Ebeveyn Destek Uygulamasıyla, anne babanın iyi olma hâlini destekleyerek çocuğun gelişiminin, aile içi iletişimin ve aile dayanıklılığının güçlendirilmesi amaçlanıyor. Ayrıca konteynerkentlerde yaşayan genç kadınların yaşam becerilerini artırmaya yönelik Hayat Dolu Buluşmalar Programı uygulanıyor. Programa katılan kadınların eğitime devam, kadın sağlığı, düşünme becerileri, teknoloji kullanma gibi konularda bilgi edinmeleri sağlanıyor.

Kırsala gezici araçlarla ulaşılıyor

AÇEV merkezlerine erişemeyen kırsaldaki çocuklara hizmet vermek üzere de Gezici AÇEV Öğrenim Araçları bulunuyor. Bu araçlarla Gaziantep ve Hatay’da 10 köyde, 3-9 yaş arası çocuklarla sanat temelli etkinliklerden oluşan bir akış uygulanıyor. Uygulama, 16 haftayı kapsıyor. 16 oturumluk uygulama tamamlanınca yeniden beş köy belirlenip, program oralarda da uygulanmaya başlanıyor.

Geçici barınma alanlarından son çocuk gidene kadar AÇEV merkezleri faaliyetlerini sürdürecek. Kalıcı alanlara tam yerleşme sağlandıktan sonra da tüm bu mekân, materyal ve deneyimin, yine o günün şartlarında oluşacak işbirliklerine bağlı olarak kalıcı alanlara taşınılması da düşünülebilir.

 

Yazar Hakkında: Hasan Deniz, Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Kurumsal İşbirlikleri ve Savunu Direktörü olarak çalışıyor. Uzun yıllar, AÇEV bünyesinde çocukların gelişimlerini destekleyici bir çevrenin oluşturulmasında babaların katılımının güçlendirilmesine yönelik çalışmaları sürdürdü. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından, depremden etkilenen bölgelerde çocuklar için güvenli alanların oluşturulması, çocukların iyi olma hâllerinin ve gelişimlerinin desteklenmesi, geçici barınma alanlarında çocuk merkezlerinin oluşturulması konularında çalışmaya başlayan AÇEV’in uygulamalarının koordinasyonunu üstlendi.

İlginizi Çekebilecek İçerikler

Etraflıca (3) | Erken Çocukluk Eğitimi ve Bakımı (EÇEB)

Nitelikli eğitim açısından tartışılması kritik konuları verilerle ve uzman görüşleriyle  değerlendirdiğimiz yazı dizimiz Etraflıca’nın üçüncü bölümünde erken çocukluk dönemindeki eğitim ve bakım (EÇEB) hizmetlerini ele aldık. Erken çocuk eğitim ve bakım hizmetleri neden önemli? Türkiye’de bu hizmetleri hangi kurumlar veriyor, mevcut durum ne ve ihtiyaçlar

Eğitim 360° (24): Salgının Erken Çocukluk Eğitimine Etkisi

Salgın etkisinde geçen 2020-21 eğitim-öğretim yılında okulöncesi eğitime devam eden öğrenci sayısında ve oranında ciddi bir azalma yaşandı. 2020-21 eğitim-öğretim yılında okulöncesi eğitimdeki öğrenci sayısı yüzde 24,8 azalarak 1 milyon 225 bin 981 oldu. Zorunlu eğitim kapsamına alınması planlanan beş yaşta ise okulöncesi eğitim net

Türkiye’de Erken Çocukluk Bakımı ve Okul Öncesi Eğitime Katılım

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ve Eğitim Reformu Girişimi (ERG) olarak “Türkiye’de Erken Çocukluk Bakımı ve Okul Öncesi Eğitime Katılım” başlıklı bir bilgi notu hazırladık. Bilgi notunda, Türkiye’de erken çocukluk bakım ve okul öncesi eğitim (EÇBE) hizmetlerine katılımın yaşa ve hane halkı özelliklerine göre değişimini