Okul Rehberlik Servisleri Neden Önemli?

Okul rehberlik ve psikolojik danışmanlık servislerinin uygulayacağı psikolojik ölçme araçları öğrencilerin şiddet eğiliminden uyum sorunlarına, ihmal ve istismara açıklıktan risk durumlarına yatkınlığa kadar birçok sorunun oluşmadan önlenmesine olanak sağlayabilir. Ancak okullarda bu ölçme araçları etkin kullanılamıyor. Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü Özel Büro’da görev yapan Psikolojik Danışman Erhan Ağbaba, rehberlik servislerinin önemini, etkin çalışamamalarının nedenlerini ERG Blog’a yazdı.

Erhan Ağbaba
Psikolojik Danışman, Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü

İnsanın kendini tanıma ve anlama çabaları psikoloji bilimini bu merakı gidermeye yönelik ölçme araçları geliştirmeye itmiştir. Bireyin ilgi, yetenek, tutum, duygu, düşünce, kişilik özellikleri ve davranışlarını standart koşullar altında gözlemlemeye ve değerlendirmeye yarayan ölçüm araçlarına psikolojik ölçme araçları denir.

Psikolojik ölçme araçları test ve envanter olmak üzere genel olarak iki gruba ayrılıyor. Test evrensel normlara bağlı olarak bir şeyi ölçmek amacıyla, bir özelliğin olup olmadığını tespit etmek için kullanılıyor ve bir doğru cevabı var. Envanterin ise doğru ya da yanlış bir cevabı yok. Daha çok kişinin kendini nasıl tanıladığı ya da kendini nasıl algıladığını ortaya koyuyor. Yaygın olarak kullanılan psikolojik ölçme araçları zeka testleri, yetenek testleri, başarı testleri, kişilik testleri, gelişim testleri, gözlem, anket, vaka kaydı, ilgi ve tutum testleri. Psikolojik ölçme araçları bireysel olduğu gibi grup olarak uygulanabilen halleri bulunabiliyor.

Okul rehberlik servisleri hayati öneme sahip

Bu psikolojik ölçme araçlarını kullanan, kullanması gerekenlerden biri de okul rehberlik ve psikolojik danışmanlık servisleri. Okul rehberlik ve psikolojik danışmanlık servislerinin topluma yönelik önleyici, iyileştirici ve çözüm odaklı ruh sağlığı hizmetleri zincirinin ilk basamağı olması açısından büyük önem taşıyor. Okul öncesinden liseye tüm eğitim kurumlarında yapılacak psikolojik ölçümlerin hayati bir önemi bulunuyor. Bu süreçte en büyük misyon ise okul rehberlik ve psikolojik danışmanlık servislerine düşüyor. Çocuğun okul sürecine başlamasıyla doğrudan tanışabileceği bu hizmetin kalitesi toplum ruh sağlığını koruma, tanılama, önleme, yönlendirme ve iyileştirme politikalarına doğrudan katkı yapabilecek bir güce sahip.

Bir örnekle açıklamak gerekirse okullarda zekâ ve yetenek açısından yapılacak ölçümler başta üstün zekâlı ve üstün yetenekli çocuklar olmak üzere mental retardasyon, özel öğrenme güçlüğü gibi durumlar yaşayan çocukların erken tanılanması ve erken önlem alınması açısından önem arz ediyor. Üstün zekâlı çocuklar çoğu zaman aile içinde çıplak gözle gözlenemeyebilir. Çoğunlukla uyum sorunları yaşayan, arkadaş edinemeyen ve farklı ilgileri olan bu çocuklar, zeki ama sorunlu bir çocuk olarak kabul edilebiliyor. Çocuğun okulla tanışmasıyla birlikte öğretmenlerinin gözlemi ve yapılacak ölçümler üstün zekâlı çocukların erken tanılanmasını sağlar. Bu açıdan üstün zekâlılık ne kadar erken tanılanırsa öğrenme yöntemi, potansiyelin doğru ilgi alanlarında kullanımı, sosyal açıdan uyum sağlama becerileri doğru inşa edilebilir.

Okullarda her türlü psikolojik ölçüm yapılabilir ama…

Ayrıca okullarda eğilimleri ölçen psikolojik ölçme araçlarının kullanımı şiddet eğiliminden uyum sorunlarına, ihmal ve istismara açıklıktan risk durumlarına yatkınlığa kadar birçok sorunun oluşmadan önlenmesine olanak sağlar. Örneğin okulöncesi ve ilkokulda çocukların mahremiyet algısını ölçmeye yönelik yapılacak ölçek uygulamaları, gözlem veya vaka kayıtları okuldaki çocukların ihmal ve istismara ne kadar açık olduğuyla alakalı doğrudan ve güvenilir bilgiler verebilir. Bu durum okulun yerel düzeyde ihmal ve istismarı önlemeye yönelik yapacağı önleyici ve çözüm odaklı hizmetler için temel oluşturabilir. Bu ölçümlerin sonunda risk grubundaki çocuklarla bireysel çalışılabileceği gibi grup olarakta psiko-sosyal çalışmalar yapılabilir.

Okullarda yapılacak psikolojik taramaların patolojik olsun olmasın birçok problemin taranmasında, ön tanılanmasında ve tespit edilmesinde önemli işlevi var. Obsesif – kompulsif rahatsızlık, fobi, kaygı bozuklukları, depresyon gibi patolojik ve süreğen problemlerin yanı sıra günlük hayat ritmini bozan uyum sorunları, bireysel ve aile içi çatışma gibi problemlerin tespitinde ölçümler yapılabilir. Bu durum çocuğun ön tanılanmasını sağlayarak müdahale veya doğru sağlık kuruluşlarıyla işbirliğini yapabilme kabiliyeti kazandırır.

Okullarda zekâ testlerinden yetenek testlerine, mesleki eğilimden gelişim testlerine, projektif çocuk testlerinden ilgi ve tutum testlerine kadar her türlü psikolojik ölçüm yapılabilir. Doğru zamanda, doğru kişiye, doğru nedenlerle, doğru şartlarda ve doğru kişi tarafından uygulanması kaydıyla tüm ölçüm araçları ve envanterler kullanılabilir. Ancak okullarda psikolojik ölçüm araçları istenilen düzeyde kullanılamıyor. Bunun çok çeşitli nedenleri var.

Psikolojik danışman sayısı yeterli değil

Bunlardan ilki, okullarda yeterli sayıda psikolojik danışman olmaması. Neredeyse okul başına bir psikolojik danışman düşmesi ve çoğu zaman başka okullarda eş zamanlı olarak görevlendirme yapılması nedeniyle öğretmenlerin mevcut iş yükleri oldukça çoğalıyor. Psikolojik ölçüm araçları hem uygulanması hem de değerlendirmesi ciddi zaman isteyen bir iş. Bu durum psikolojik ölçüm araçlarını kullanmanın öncelik olarak görülmemesine neden oluyor. Bireysel psikolojik ölçme araçları ve envanterlerinin yerine daha çok grup ölçme araçları ve envanterleri kullanılıyor.

Okulların şartları da psikolojik ölçüme uygun değil

Psikolojik danışman sayısının az olmasının yanı sıra okulların şartları psikolojik ölçüm araçlarını kullanmaya uygun da değil. Bir psikolojik ölçüm aracının uygulamasında doğru zaman, doğru yer ve doğru ortam şartlarının sağlanması gerekiyor. Örneğin ses, ısı, masa, sandalye, zaman dilimi vb. şartlar açısından birçok okul uygun şartları taşımıyor. Bu durum okul psikolojik danışmanlarını teknik psikolojik ölçüm araçlarını kullanmamaya sevk ediyor. Öte yandan eğitim hakkı ve çeşitli yasal düzenlemeler nedeniyle çocuğun dersten davet edilerek uygulama yapılması okullarda elzem durumlar hariç ne yazık ki yapılamıyor.

Öte yandan tüm psikolojik ölçüm araçları, uygulama ve değerlendirme eğitimi almadan yapılamaz. Bu açıdan özellikle internet ortamında kamuya açılan ölçüm araçları yanlış kullanılabiliyor. Birçok psikolojik ölçüm aracının eğitimleri ehil olmayan kişi ve kurumlar tarafından ticari amaçla veriliyor. Psikolojik ölçüm aracı eğitimi ciddi bir endüstri haline geldiği için çok ciddi meblağlara yapılıyor. Bu durum kişileri ücret vermeden akranından öğrenmeye veya internet okumasıyla öğrenmeye itiyor. Bu da önemli bir sorun.

Ayrıca psikolojik ölçüm araçları uygulanırken çocuğun rızası ve yasal vasisinin izni olmadan yapılması etik bir sorun. Bu açıdan uygulayıcının hem çocukları hem de ailelerini psikolojik ölçümün gerekçesi, nasıl uygulanacağı, elde edilen bilgilerin ne amaçla kullanılacağı, bu verilerin ne kadar süreyle muhafaza edileceği, kimlerin bu bilgileri göreceği konusunda detaylıca bilgilendirmesi gerekiyor.

İyi örneklerle değişen okul iklimi

Tüm kısıtlara rağmen okullarda bu alanda çok önemli çalışmalar yapan okul psikolojik danışmanları da mevcut. İlk örnek Ankara’da çalışan psikolojik danışman Aslı Deniz. Deniz, bir Anadolu lisesinde çalışıyor ve oryantasyon haftasında okulla yeni tanışan tüm 9. sınıf öğrencileriyle bireysel görüşmeler yapıyor. Çeşitli grup ölçüm araçları ve envanterleri uyguluyor. Deniz’in okul mevcudu 650. Yaklaşık 150 9. sınıf öğrencisi bulunuyor. Deniz, çocuklar okula başladığı ilk gün sınıf sınıf dolaşarak kendini, yaptığı işi ve ondan nasıl yararlanacaklarını anlatıyor. Daha sonra randevu sistemiyle çocukları eylül ve ekim ayı boyunca rehberlik servisine davet ediyor. Burada çocuklara kendini algılama, bağımlılığa yatkınlık, riske yatkınlık gibi çeşitli bireysel test ve envanterler uyguluyor. Öte yandan gözlem ve görüşme yoluyla çocuğun hayatıyla ilgili bilgiler topluyor. Ardından sınıflarında ilgi, kaygı, mesleki eğilim envanterleri gibi toplu test ve envanter uygulamaları yapıyor. Bunları değerlendirerek her çocuk için bir portfolyo hazırlıyor. Bunun sonunda her bir çocukla geri dönüt toplantıları yaparak, ne tür eğilimleri olduğu ve ne gibi risklere yatkın olduğuyla ilgili bilgiler veriyor. Çocukla uzlaşırsa bu bilgileri çocukların aileleriyle de paylaşıyor. Deniz, tüm bu verilerden 9. sınıflar için bir okul problem haritası çıkarıyor. Bu haritayı isim bilgisi vermeden okul yönetimi ve öğretmenlerle paylaşarak okulun stratejik hedefleri arasına alınmasını sağlıyor.

Problem haritası sayesinde önleyici tedbirler alınıyor

Deniz bu çalışmanın, okulun hafızasını oluşturduğu için çocuklarda oluşacak birçok problemi önceden fark etmelerine ve önleyici tedbir almalarına olanak sağladığını söylüyor. Ayrıca öğretmenler, gireceği sınıfta kim risk altında, kim bağımlı, kimin neye ilgisi ve yeteneği olduğunu bildiği için öğrenci-öğretmen çatışmasında büyük bir düşüş yaşanmış. Deniz, bu çalışmayı her yıl eğitim-öğretim yılının başında 9. sınıflara yaptığı için 10. ve 11. sınıfa geçerken çocukların ne gibi aşamalardan geçtiğini de görme şansları da oluyor.

Meslek seçimi için 9. sınıfta doğru ve önemli yönlendirme

Başka bir iyi örnek ise Bursa’dan. Meslek lisesinde çalışan psikolojik danışman Hacer Gül 9. sınıf döneminde öğrencilerin meslek alan seçiminde yaptığı başarılı çalışmayla fark yaratıyor. Çocuklar meslek lisesine geldiklerinde 9. sınıf ortak olduğu için alan seçmemiş oluyorlar. Bu nedenle 10. Sınıfta çeşitli meslek alanlarını seçebiliyorlar. Fakat Gül’e göre sorun; bu çocuklar makine teknolojilerinden çocuk gelişimine, yiyecek içecek hizmetlerinden uçak bakım hizmetlerine onlarca meslek alanına ne kadar yatkın olduklarını bilmiyorlar. Gül de çocuklar 9. sınıfa başladığında senenin başında, ortasında ve sonunda mesleki ilgi, değer, eğilim ve benlik tasarımı olmak üzere bir test ve envanter bataryası uyguluyor. Bu uygulama sonucunda çocuğun ne tür işlere ilgisi olduğu, hangi mesleki değerlere sahip olduğu ve kendini nasıl algıladığı gibi bilgiler ortaya çıkıyor. Aslında bu sonuçların hepsi çocuğa hangi meslek alanlarına eğilimi olduğuyla ilgili bilgiler veriyor. Bu sürecin sonunda çocuğun kendisine ve ailesine bu bilgilendirmeler yapılarak çocuğun doğru kariyer planlaması için fikir oluşturuluyor. Gül, bu uygulamayı beş yıldır aynı okulda devam ettiriyor. Meslek alanlarına bu bilgiler ışığında giden çocukların hem akademik başarıları hem de mutluluk düzeylerinin oldukça yüksek olduğu tespit edilmiş.

Özetle topluma yönelik önleyici, iyileştirici ve çözüm odaklı ruh sağlığı hizmetlerinin ilk basamağı olan rehberlik ve psikolojik danışmanlık servislerinin okullarda yaygınlaşması, etkin çalışabilmesi çok önemli. Örneğin, okullarda psikolojik danışmanlık ve rehberlik mezunu uzman sayısının artırılması, birden fazla kuruma görevlendirme yoluyla yapılan uygulamadan vazgeçilmesi, okul rehberlik servislerinin ruh sağlığı hizmeti verecek şartlara sahip olması gerekiyor. Okullarda kullanılması muhtemel psikolojik ölçme araçlarının envanteri çıkarılarak, tüm psikolojik danışmanlara eğitimleri Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ücretsiz olarak sunululabilir. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık servislerinin önündeki bu ve bunun gibi pek çok engele yönelik pratik ve kalıcı çözümler üretilmeli.

 

Bu blog yazısı ERG’nin görüşlerini yansıtmaz. Sorumluluk blog yazarına aittir.

İlginizi Çekebilecek İçerikler

İyi Örnekler Her Yerde, Her Koşulda Güzel!

Yeni normalle birlikte yüz yüze gerçekleştirme fikrinden vazgeçtiğimiz 17. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı (İÖK), bu sene dijital ortamda gerçekleşti. İçinden geçtiğimiz zor zamanlarda hem iyi örnekleri bir araya getirip yaygınlaştırmak hem de konferansı yeni bir formata evriltmek bizim için nasıl bir deneyimdi? 6 hafta süren konferansın arka planında neler oldu? Gelin, iyi örneklerle keşif yolculuğumuzdaki deneyimleri bizim ağzımızdan dinleyin.

Z Kuşağının “Okul”u 

Enes K. Koşar ERG Stajyeri İngilizce Öğretmenliği- Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi Bugün lise sıralarında oturan gençlerle aynı kuşaktan, Z kuşağından olan Enes Koşar, şimdi bir öğretmen adayı olarak sınıfta. Öğrenciyken sorguladıklarına bu kez farklı bir gözle bakıyor. Okul bilgi öğrenmenin dışında çocukların kendini

12 Yılda Eğitimin Finansmanında Neler Oldu?

Eğitim İzleme Raporu 2019’un “Eğitimin Yönetişimi ve Finansmanı” başlıklı ilk dosyasını yayımladık.  2007 yılından bu yana hazırladığımız Eğitim İzleme Raporları aynı zamanda 12 yılda eğitimde yaşananların bütüncül olarak değerlendirilmesini sağlıyor.  ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörümüz Burcu Meltem Arık ile eğitimin finansmanında son 12 yılda neler yaşandığını