2022-23 eğitim- öğretim yılı başladı. 19 milyon 155 bin 571 öğrenci ve yaklaşık 1 milyon 140 bin öğretmen ders başı yaptı. Okullar, çocuğun yaşam kalitesini, memnuniyetini ön plana alan ve yapabilirliklerini artırmayı hedefleyen eğitim alanları olmalı. Eğitim 360°’ın bu bölümünde Umay Aktaş Salman’ın moderasyonunda ERG Politika Analistleri Ekin Gamze Gencer ve Sinem Sefa Akay, çocuğun iyi olma hâlini amaçlayan okulun önceliklerini, sağlaması gereken şartları gerçekliği de göz ardı etmeden, ele aldı.
ERG Politika Analisti Ekin Gamze Gencer, okulun akademik bir eğitim ortamı olmanın çok ötesinde bir yer olduğunu vurgulayarak “Okul çocukların temel duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan, onları destekleyecek ve koruyabilecek sosyal politikaların parçası olan bir mekan olma gayesiyle kurgulanmalı” dedi. Gencer öğretmenlerin iyi olma hâlinin önemine değinerek “ Öğretmenin iyi olma hâli, işinde kendini nasıl hissettiğiyle ve nasıl görev yaptığıyla yakından ilgili ve eğitimin niteliğini, öğrencinin iyi olma hâlini ve başarısını da etkileyen bir durum. Ancak öğretmenler yalnızca “çocukların iyi olmasının bir aracı olarak” görülmemeli. Öğretmenler okulda karar alma süreçlerine katılabilmeli, meslektaşlarıyla işbirliği fırsatları bulabilmeli, kişisel ve profesyonel olarak gelişebilmeliler” diye konuştu.
“Okul çocukları eşitleyebilecek potansiyele sahip”
Gencer, okulların her öğrencinin farklı ihtiyaçlarına yanıt verebilmesi gerektiğini de vurgulayarak “Okul, farklı sosyoekonomik arka planlardan ve kırılgan gruplardan çocukları eşitleyebilecek, destekleyecek ve koruyabilecek bir mekan olma adına çok büyük bir potansiyele sahip. Bunun gerçekleşebilmesi için tüm okulların zamanında ve yeterli kaynağa erişmesi gerekli. Bu böyle olmayınca okul eşitsizlikleri türetebiliyor, fırsat eşitsizliğini derinleştirebiliyor” şeklinde konuştu.
Programda okulların akademik öğrenmenin çok daha ötesinde eğitim alanları olduğu da konuşuldu. Sinem Sefa Akay, okulun çocuğun fiziksel, psikolojik, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini akademik başarının gölgesinde kalmayacak şekilde önceliklendirmesi gerektiğini belirterek “Tüm okullar çocukların keyifli zaman geçirdiği, yaratıcılıklarını, özgüvenlerini ve eleştirel düşünme becerilerini güçlendirdiği mekanlara dönüşmeli” dedi. Okulun çocuk koruma sisteminin önemli bir parçası olduğunu da hatırlatan Akay, “Okul içerisindeki herkesin ve ayrıca velilerin şiddet ve ayrımcılığa sıfır tolerans göstermesi, riskleri önceden tespit etmek veya fark etmek ve olası bir vakada ne yapılacağı, kime başvurulacağı ve sürecin nasıl işleyeceğini bilmek konusunda bilgilendirilmesi ve desteklenmesi zaruri” diye konuştu.
