"PISA Ortalamasını Yakalamanın Türk Ekonomisine Katkısı 3.5 Trilyon Dolar Olur"
t24 Haber Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Batuhan Aydagül, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 3 yılda bir 15 yaş grubundaki öğrencilerin bilgi ve becerilerini değerlendirmek için yapılan Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında sondan ikinci sırada yer aldığı PISA 2015’in sonuçlarını değerlendirdi.
“Bugünkü fatura hiçbir şekilde tek başına AK Parti’ye ait değil” diyen Aydagül, “Devlet zorla din eğitimi aldırıyor ama yasaya göre zorla din eğitimi alacağı bir ortam yaratıyorsan da hatalısın. Bir çocuk bile bugün Türkiye’de kendisi ve ailesinin rızası dışında din eğitimi alıyorsa bu çok açık ve net bir insan hakları ihlalidir” dedi. Türkiye’nin önündeki on yıl için eğitimde gelişebilmesi Meclis’ten uzlaşmayla eğitim yasasını geçmesinin savunan Aydagül, “Türkiye’nin 2010 ile 2030 arasında PISA skorlarında ortalama 25 puanlık bir artış sağlamasının, yani 2010 doğumlu neslin yaşamı boyunca yaratacağı artı ekonomik değerin bugünkü karşılığı 3.5 trilyon dolar” iddiasında bulundu.
Aydagül verdiği bir mülakatı anlatırken “Milli Eğitim Bakanlığı’ndan adını vermek istemeyen bir yetkili ‘o yetişkinlerin okuldan sonra yapacağı iş’ demiş. Bakanlığın üst düzey bürokratı eleştirel düşüncenin okulda verilmemesi gerektiğini savunuyor düşünebiliyor musunuz?” dedi.
Batuhan Aydagül’ün Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel‘e verdiği söyleşi şöyle:
– PISA’da Türkiye’deki 15 yaş grubu 925 bin öğrenciyi ölçmek için 5 bin 895 kişi seçilmiş ve bilgisayar tabanlı uygulama yapılmış. Size göre seçilen sağlıklı bir örneklem midir ya da bu ölçümle ilgili soru işaretlerine neden olacak bir veri var mı elinizde?
OECD bunu Türkiye’de 2003’ten beri yapıyor. Beşinciyi yapmışız. E bundan önceki 4 seferde sürekli iyileşme gösteren Türkiye’de metodoloji hiçbir zaman tartışılmadı. Zaten istatistik bilimi 925 bin kişiyi ölçmek için örneklem icat etmiş. Türkiye’nin örneklemi de gerçekten ülkeyi temsil eden bir örneklem. PISA ve TIMS muazzam bir anketle geliyor; örnekleme giren öğrencilerin profili, okul içi ilişkilere dair, müdür ve öğretmenlere dair veriler. Skorlarla birlikte bunları bir havuza koyduğunuz zaman eğitimdeki sorunları analiz etmek ve çözümlere ulaşmak için harika bir araç ortaya çıkıyor. Türkiye’nin buna alternatif bir düzey belirleme sınavı ya da aracı da yok. PISA ya da TIMS dışında bir kriterimiz yok. Zira TEOG mesela bir seviye belirleme sınavı değil, öğrencileri sıralamak amacıyla yapılan bir sınavdır.
– Türkiye’nin 72 ülke arasında 52. sırada olması ne anlama geliyor?
Bütün ülkeler arasındaki sıralamamızı ben çok önemsemiyorum. Benim için önemli olan OECD ülkeleri. OECD ülkesiysen Lübnan’dan daha iyi olup olmadığın ikinci derecede önemli olmalı. OECD ülkeleri arasında biz sondaki üçlüyüzdür; Şili, Meksika, Türkiye. Şili bizi bu sene geçti. Oysa biz Şili’den daha iyiydik. Şili bizi geçerken şu oldu; son başkanlık seçimlerinde eğitim kampanyanın odak noktasında yer aldı. Bir de 2023 hedefi diyorsun, kıyaslamayı da o hedef çerçevesinde yapmalı o halde.