Eğitim İzleme Bülteni


2019-20'de Eğitimin Çıktıları

Eğitim İzleme Raporlarında derlediğimiz verileri Eğitim İzleme Bültenlerinde özetliyor, kamuoyuna nitelikli veri kaynağı olmayı ve veri temelli politika üretim süreçlerine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Eğitim İzleme Bültenlerinin bu sayısında, Eğitim İzleme Raporu 2020’nin altıncı ve son dosyası olan Eğitimin Çıktıları’na yer veriyoruz.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2018 sonuçları Türkiye’deki öğrencilerin yeterlilikleri hakkında ne söylüyor?

PISA kapsamında her bir alan için belirli puan aralıklarına göre altı yeterlilik düzeyi belirleniyor. PISA 2018 sonuçları Türkiye’de 15 yaşındaki pek çok öğrencinin okuma, fen ve matematikte temel yeterliliklere sahip olmadığını gösteriyor. Türkiye’de öğrencilerin yüzde 26,1’i okuma alanında temel yeterliliklere sahip değil. 2. düzeyin altında kalan bu öğrenciler metinlerdeki ana fikri ve açıkça ifade edilen bilgileri bulmakta zorlanıyorlar. Türkiye’de matematik alanında 2. düzeyin altında kalan öğrencilerin oranı yüzde 36,7. Bu çocuklar, en basit durumların matematiksel olarak ifade edilmesinde bile zorlanıyorlar. Türkiye’de fen alanında 2. düzeyin altında kalan öğrencilerin oranı yüzde 25,2. Bu çocuklar basit bilimsel olguların doğru açıklamalarını bulmakta, sunulan verilere göre bir çıkarımın doğru olup olamayacağını belirtmekte başarı gösteremiyorlar.

Beş ve altıncı düzeye denk gelen puanları elde eden çocuklar, yüksek başarı gösterenler olarak kabul ediliyor. Türkiye’de en az bir alanda yüksek başarı gösteren öğrenci oranı yüzde 6,6. Bu oran OECD ortalamasında yüzde 15,7. 2018 döngüsünde okuma alanında yüksek başarı gösterenler OECD ülkelerinin ortalamasında yüzde 8,7 iken, Türkiye’de yalnızca yüzde 3,3. Matematik alanında en yüksek düzeyde başarı gösteren öğrencilerin oranı OECD ülkelerinin ortalamasında yüzde 10,9, Türkiye’de ise yalnızca yüzde 4,8. Fen alanında en yüksek düzeyde başarı gösteren öğrencilerin oranı OECD ülkelerinin ortalamasında yüzde 6,7, Türkiye’de ise yalnızca yüzde 2,4. Bu, bugüne kadarki en yüksek oran.

 

Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) 2019 sonuçlarına göre Türkiye’de öğrencilerin yeterlilik düzeyleri nasıl dağılım gösteriyor?

TIMSS’te yeterlilik düzeyleri ileri, üst, orta ve alt olmak üzere dörde ayrılıyor. Her bir yeterlilik düzeyi arasındaki puan farkı 75.

Türkiye’de 5. sınıf düzeyinde öğrencilerin yüzde 15’i matematikte, yüzde 12’si ise fende ileri düzeyde yer alıyor.¹ Öte yandan 5. sınıf matematik değerlendirmesinde öğrencilerin yüzde 12’si, fende ise yüzde 10’u alt yeterlilik düzeyine ulaşamadı. 8. sınıflarda alt yeterlilik düzeyine ulaşamayan çocukların oranı ise matematikte yüzde 20, fende yüzde 12 oldu.

¹ TIMSS’in 2019 döngüsünde 4. sınıf uygulamasına Türkiye’den 5. sınıfta öğrenim gören çocuklar katıldılar. MEB tarafından yapılan açıklamaya göre bunun nedeni, Türkiye’de 5. sınıf öğrencilerinin ortalama yaşının (10,6) TIMSS’e katılan diğer ülkelerdeki 4. sınıf öğrencilerinin ortalama yaşına (10,2) daha yakın olması.

 

Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi Araştırması (ABİDE) 2018 sonuçları bölgeler ve okul türleri ayrımında nasıl farklılaşıyor?

ABİDE 2018 araştırmasına katılan 8. sınıf öğrencilerinin yeterlilik düzeyleri incelendiğinde, 2016’ya göre temel altı ve temel düzeylerdeki öğrenci oranının azaldığı görülüyor. İleri düzeydeki öğrenci oranı da Türkçe hariç azalmasına karşın, toplamda orta üstü ve ileri düzey öğrenci oranı tüm testlerde arttı. 2016’daki gibi temel altı ve temel düzeylerdeki öğrenci oranının en fazla olduğu test matematik. Matematiği sırasıyla fen, Türkçe ve sosyal bilimler takip ediyor.

8. sınıf ABİDE 2018 sonuçlarına bölgesel bazda bakıldığında temel altı öğrenci oranının en yüksek olduğu bölgenin Güneydoğu Anadolu olduğu görülüyor. Diğer yandan Kuzeydoğu Anadolu’yla birlikte bu bölgede ABİDE 2016’ya göre puan artışı yaşandı. Türkçe testinde temel altı düzeydeki öğrenci oranı Kuzeydoğu Anadolu’da 4,1 yüzde puan, Güneydoğu Anadolu’da ise 3,3 yüzde puan azaldı. ABİDE’ye 2018’de ilk kez katılan 4. sınıfların bölgeler temelinde yeterlilik düzeylerine dağılımı 8. sınıflarla benzerlik gösteriyor. 4. sınıflarda da temel ve temel altı düzeydeki öğrenci oranı en yüksek Güneydoğu Anadolu’da.

ABİDE 2018’de her testte orta üstü ve ileri öğrenci oranının en yüksek olduğu okul türü özel ortaokullar iken, temel altı ve temel düzeyde en fazla öğrencinin olduğu okul türü yatılı bölge ortaokulları (YBO) olarak görülüyor. Genel olarak öğrenci başarısının daha düşük olduğu matematik testinde, temel altı ve temel düzeydeki öğrenci oranı özel okullarda yüzde 17,0, YBO’larda ise yüzde 69,3.

 

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında uygulanan merkezi sınavda öğrenci başarısı

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki puan değerlendirmeleri ve dereceleri temel alınarak soruların yarısından fazlasını doğru cevaplamak temel yeterlilik olarak kabul edilirse, 2020’deki merkezi sınavda, matematik testinde öğrencilerin yalnızca yüzde 7,2’sinin temel yeterliliklere sahip olduğu söylenebilir. Aynı oran Türkçe için yüzde 44,3, fen bilimleri için yüzde 44,5. Testler arasında 2019 ve 2020’de en düşük ortalama doğru cevap oranı matematiktedir. Önceki yıla göre, Türkçe ve matematikte ortalama doğru cevap oranı azalırken, fen bilimlerinde arttı. Ulusal ve uluslararası değerlendirmelerde olduğu gibi, LGS kapsamında uygulanan merkezi sınavda da öğrencilerin en az başarı gösterdiği ders matematik.

Bölgelere göre incelendiğinde, tüm bölgelerde en fazla doğru cevap Türkçe testinde, en az ise matematik testinde. Buna karşın, bölgeler arası fark Türkçe testinde matematik testine göre daha fazla. Genel olarak bakıldığında tüm testlerde ortalama doğru cevap oranının en fazla olduğu bölgenin Doğu Karadeniz, en az olduğu bölgenin ise Güneydoğu Anadolu olduğu görülüyor. İki bölge arasında Türkçe testinde 20 yüzde puan, fen bilimlerinde 16 yüzde puan, matematikte ise 9 yüzde puan fark var. Yüzde 50 temel yeterlilik için bir gösterge kabul edilirse, tüm bölgeler fen bilimleri ve matematikte bu seviyenin altında. Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Kuzeydoğu Anadolu, Orta Anadolu ve Ortadoğu Anadolu’da ise Türkçe’de de ortalama doğru cevap oranı bu seviyenin altında.

 

COVID-19 salgınının eğitimin çıktılarına etkisi

COVID-19 salgınının eğitimin çıktılarına yansımalarından biri de öğrenme kaybı. Öğrenme kaybı, öğrenme çıktılarının ölçüldüğü iki ayrı zaman arasında gözlemlenen düşüş olarak tanımlanabilir. Halihazırda Türkiye’de COVID-19’dan kaynaklanan öğrenme kaybına ilişkin kamuoyuyla paylaşılan kapsamlı bir araştırma bulunmuyor.

McKinsey tarafından 2020’nin sonbahar döneminde ABD’de yürütülen bir araştırma, öğrencilerin matematikte beklenenden ortalama üç ay geride olduklarını gösteriyor. Haziran 2021’e kadar öğrenme kaybının matematikte ortalama beş-dokuz ay arası bir düzeyde olacağı tahmin ediliyor.

Belçika’da 2015-2020 yıllarında her yıl yapılan sınav sonuçlarını inceleyen bir araştırma, en düşük başarı düzeyinin 2020’de salgın koşullarında sınava giren öğrenci grubuna ait olduğunu gösteriyor. Salgının okul içi ve okullar arası eşitsizliği arttırdığı belirtiliyor.

Hollanda’da yürütülen bir araştırmada ise 2017-2020 yılları arasında 8-11 yaş grubu öğrencilere uygulanan ulusal sınavların sonuçları karşılaştırılıyor. Araştırma sonuçlarına göre, okulların kapatıldığı 2020 dönemi öğrencileri önceki yıllardaki öğrencilere göre matematik, heceleme ve okuma alanlarında 3 yüzde puan daha düşük başarı gösteriyorlar. Eğitim düzeyinin daha düşük olduğu hanelerde öğrenme kaybının yüzde 60 daha fazla olduğu görülüyor.


Ulusal ve uluslararası değerlendirmelerde çocuğun iyi olma hali

PISA 2018 sonuçlarına göre Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 24’ü bir ay içerisinde en az birkaç kez akran zorbalığına maruz kaldığını belirtiyor. Bu oran OECD ortalamasında da Türkiye’ye oldukça yakın (yüzde 23). PISA sonuçlarına göre Türkiye’de başarısı düşük öğrenciler başarısı yüksek öğrencilere göre akran zorbalığına 16 yüzde puan daha fazla maruz kalıyorlar. OECD ortalamasında bu fark yine düşük başarılı öğrenciler aleyhine 13 yüzde puandır. TIMSS 2019’a katılan 5. sınıf öğrencilerinin ise yüzde 32’si ayda en az bir kez akran zorbalığına maruz kaldığını belirtiyor. Bu oran TIMSS’e katılan tüm ülkelerin ortalamasında yüzde 29. 8. sınıf uygulamasına katılan öğrenciler arasında ise, ayda en az bir kere akran zorbalığına maruz kaldığını belirten öğrencilerin oranı Türkiye’de yüzde 24, değerlendirmeye katılan tüm ülkelerin ortalamasında yüzde 23.

TIMSS 2019 bulgularına göre Türkiye’deki 8. sınıf öğrencilerinin okula aidiyetleri 5. sınıf öğrencilerine göre daha düşük. 5. sınıf öğrencilerinin yüzde 71’i, 8. sınıf öğrencilerinin ise yüzde 54’ü okullarına yüksek aidiyet duyuyor. Uluslararası ortalamada bu oranlar 5. sınıflar için yüzde 58, 8. sınıflar için yüzde 37. Türkiye’de okula aidiyet hissi yüksek olan 5. sınıf düzeyindeki çocukların TIMSS başarısı da daha yüksek.

TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye’de 5. sınıf öğrencilerinin yüzde 40’ı, 8. sınıf öğrencilerinin ise yüzde 46’sı okula “her gün veya neredeyse her gün” aç gittiğini belirtiyor. Bu oranlar uluslararası ortalamanın oldukça üzerinde. ABİDE 2018, 4. sınıf öğrencilerinin kahvaltı yapma sıklıklarına ilişkin bulgu sunuyor. Buna göre öğrencilerin yüzde 65,8’i her gün kahvaltı yaparken, yüzde 10,2’si hiç kahvaltı yapmıyor. Öğrencilerin yüzde 11,6’sı haftaiçi 1-2 gün, yüzde 12,4 ise 3-4 gün kahvaltı yaptıklarını belirtiyor. Her gün kahvaltı yapan öğrencilerin ABİDE 2018’deki ortalama başarı puanları diğer öğrencilerin ortalamasından yüksek.

 
Image

0 212 292 05 42

Image

erg@sabanciuniv.edu

Image

Karaköy / İstanbul