Dünyadaşlık için Birbirimizle ve Yeryüzüyle Dayanışma Daveti

Çoklu krizler döneminde birbirimizin hâlinden anlamamız şart. Birbirimizi ve tüm varlıkları gözeten, tüm yaşam biçimlerinin varoluşunu önemseyen “dünyaları” eğitim yoluyla nasıl kurabiliriz? Burcu Meltem Arık ve Şebnem Feriver, ERG Blog’da eğitimin aktif yurttaşlık amacının aktif dünyadaşlığa nasıl taşınabileceğini sorguluyorlar.

Burcu Meltem Arık
ERG Eğitim Gözlemevi Koordinatörü

Şebnem Feriver
Bağımsız Araştırmacı

Tartışmalı bir tanım da olsa “Antroposen”, yani “İnsan Çağı” olarak adlandırılan bir dönemdeyiz. Bu dönemi adlandıranlara göre yeryüzünde “insan”ın etki etmediği, etkisinin görülmediği tek bir nokta bile yok – artık. Yine aynı uzmanlara göre “insan”, tarihinde ilk defa bu etkinin farkında. “İnsan” tırnak içerisinde, çünkü aslında yeknesak bir insan prototipi yok. Her biri birbirinden farklı insanlar var. Her birinin gezegenimize etkisi de, olan bitenlerden etkilenme oranı da bambaşka. 

Antroposen açıklanırken sıklıkla “çoklu krizler”den bahsedilir. İklim, biyolojik çeşitlilik, sağlık, kültür, ekonomi, eğitim krizi… İnsanlık tarihinde elbette ki krizlerle ilk defa karşılaşılmıyor. Ancak, birbirini tetikleyen çoklu krizlerin varlığı ve bu krizlerin kesişimsel etkilerinin şiddeti artıyor. Eğitimde değişim/dönüşüm ihtiyacı da yeni değil. Ancak son krizlerle birlikte bu ihtiyaç çok daha yaşamsal oldu. Ya hep birlikte ve tüm canlılarla var olmayı öğrenip bunu yaşamın her alanına yansıtacağız ya da… Durum açık ve net. Yeryüzünün sıcaklığı sanayi öncesi döneme göre 1,5-5℃ artacak gibi görünüyor. Bilim insanları, hak temelli çalışmalar yürüten sivil toplum örgütleri ve genç iklim/ekoloji aktivistleri bu artışın 1,5℃’de sınırlanması için karar vericilerden taleplerde bulunuyor, seslerini her ölçekte ve fırsatta duyurmaya çalışıyorlar. Bu sınır varoluş için elzem. Taleplerin arasında eğitimin radikal bir şekilde değişmesi önemli bir yer tutuyor. 

Antroposen Çağı’nda eğitimin rolü 

Eğitim sisteminin mevcut krizlere dayanıklı, krizlerin etkilerini azaltıcı ve hafifletici, aynı zamanda ileride oluşabilecek krizleri önleyici hâle gelmesi artık kaçınılmaz. Sadece krizlere tepki vermek de yetmez. Eğitimin onarıcı rolünü de düşünmek önemli. Krizlere hazırlanmaktan öte “başka bir dünya tahayyülü” kurma, “başka bir dünya hikâyesi” oluşturma zamanındayız. Buradaki “başka bir dünya”, gezegenin yaşam ilkeleriyle uyumlu, insanın birbirinden, diğer canlılardan, hatta cansız varlıklardan ayrı görülmediği, herhangi bir monokültürün dayatılmadığı, diğer bir deyişle farklılıkların ötekileştirilmediği, birbirimizi ve yeryüzünü tüm öğeleriyle ve çeşitliliği kucaklayarak gözettiğimiz, sürdürülebilir bir dünya. Tek ve ideal “bir dünya” değil, çoğulcu “dünyalar” olmalı. Kendisinden farklı olanı yok sayan tek “bir dünya” değil, çokkültürlü “dünyalar” amaçlayan bir eğitim gözetmeliyiz. 

Eğitim kurgularında birbirimizi ve gezegenimizi nasıl gözetebiliriz?

Birbirimizi ve tüm varlıkları gözeten, tüm yaşam biçimlerinin bugün ve yarın müşterek varoluşunu ve serpilmesini önemseyen “dünyaları” eğitim yoluyla nasıl kurabiliriz ve destekleyebiliriz? Gezegenimizin öğretilerini insanlığın öğretilerinin temeline nasıl konumlandırabiliriz? Gelişmeyi sadece ekonomik gelişme olarak değil, insanların toplumsal yaşama etkin ve anlamlı katılabilmesi olarak görmeyi eğitimle nasıl sağlarız? Büyüme odaklı yaklaşımı önce küçülme sonra da tam da gezegenimizin başardığı şekilde denge yaklaşımına nasıl dönüştürebiliriz? Toplumsalı/toplumu da sadece insan toplulukları olarak anlamayıp Aldo Leopold’un önerdiği gibi havaları, karaları, suları, canlı ve cansız varlıkları da katacak şekilde nasıl genişletebiliriz? Eğitim kurgularında, sınıf içinde, okul veya kent ekosisteminde birbirimizi ve gezegenimizi nasıl gözetebiliriz? Tüm insanların ve insan olmayan türlerin bağlantı içinde olduğunu, yeryüzünün her yerinde yaşamı sürdüren canlı ve cansız sistemlere, ağlara ve birbirimize bağlı olduğumuzu nasıl görünür kılarız? İçinde bulunduğumuz “Antroposen” dünyayla eğitim kurgumuz arasındaki ilişkiyi görüp bunu nasıl değiştirebiliriz? Eğitimin öznelerinin -çocukların, gençlerin, öğretmenlerin- bu değişime etkin ve anlamlı katılımlarını sağlamak için ne yapabiliriz? 

Kutuplaşmanın aşılması alanında çalışan Pınar Uyan Semerci ve Emre Erdoğan’ın da belirttiği gibi “[d]ünyada ve Türkiye’de birçok sorun beraberce düşünmeyi  ve ortak hareket etmeyi gerektiriyor.” İçinde bulunduğumuz ve bizi bekleyen çoklu krizler döneminde “birbirimizin hâlinden anlamayı başarmamız şart”. Sadece kendi türümüzle, hatta sadece kendimize benzeyen insanlarla değil, farklılıklarımızı umursayarak, daha kapsayıcı gözetme biçimlerini nasıl geliştirebiliriz? Gezegenimizin özündeki karmaşıklık, bütünsellik, döngüsellik ve çeşitliliği eğitim sistemlerine nasıl yansıtabiliriz? Eğitimin aktif yurttaşlık amacını aktif dünyadaşlığa nasıl taşıyabiliriz? Eğitimi, bu soruları düşünerek, nasıl kapsayıcı, ihtimam temelli, müşterekleri anlayan-koruyan ve geliştiren şekilde onarıcı, sürdürülebilir yapabiliriz? 

“Dünyanın sofrasında birlikteyiz”

Sibel Yardımcı “Hepimiz Likeniz! Feminist Yaşam ve Dünyayla Akrabalık” başlıklı yazısında kapsayıcı, onarıcı, sürdürülebilir “dünyalar” için bir tür “dünyadaşlık” öneriyor. Ona göre farklı türler ”ekmeği paylaşırlar”, “yani dünyanın sofrasında birliktedirler.” Bu birliktelik de önemli bir sorumluluktur; “[d)ünyanın mevcut kurulumuna, yaşama hükmeden sınırlara müdahil olma” sorumluluğu. “Gezegenimizden İlham Alarak Eğitimi Kurgulamak” başlıklı yazıda da bu sorumluluk bize hatırlatılıyor: “[g]ezegenimiz sayısız karmaşık sistemin bir arada çalıştığı bir bütün. En temel çabası varlığını sürdürmek. Bu bütün içinde her bileşenin bir görevi var. Sadece canlı bileşenler [değil], esen rüzgârın, kurumuş yaprağın, çakan şimşeğin, hareketsiz duran bir kayanın dâhi bu gezegenin varlığını sürdürmek üzere edindiği bir görev var. İnsanlık olarak tek evimiz gezegenimizin varlığını sürdürme çabasında bizim görevimiz ne?”

Dünyadaşlığı 19.İÖK’te birlikte düşünelim, iyi örnekleri çoğaltalım

Dünyadaşlığımızı birlikte, diğer türlerle ve “öteki” olarak dayatılan insanlarla dayanışma içinde güçlendirebiliriz. Bunun yollarını ve olanaklarını 19. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda birlikte örmek istiyoruz. Sizleri, 19. İÖK’e kadar gezegenimizle ve birbirimizle kurduğumuz bağları tekrar düşünmeye ve bu bağların güçlenmesi için iyi örnekler oluşturmaya davet ediyoruz. İnsanın dünyayla kurduğu ilişkiyi ele alalım, dünyadaşlığın nasıl olabileceğini, gezegenimizi gözeten, gezegenimizden öğrenen bir toplum olmanın yollarını birlikte oluşturalım. Çocuklara ve gençlere bu bağlamda öğrenme fırsatları sağlayalım ve iyi örnekler oluşturalım. Oluşturduğumuz iyi örneklerin insanın gezegenimizin mütevazi bir bileşeni olduğunu hatırlattığından ve insan dışındaki varlıkları da beslediğinden ve zenginleştirdiğinden emin olmanın yollarını arayalım. Eğitim sistemlerinin insan yapımı diğer sistemler arasında yer alan ekonomik sistemlerle, toplumsal sistemlerle, kültür ve sanatla ilişkilerini görünür kılalım; bu sistemlerin dayanıklılığını artırmak üzere birlikte düşünelim ve tartışalım. 

19. İÖK’te buluşuncaya kadar kalın sağlıcakla!

İlginizi Çekebilecek İçerikler

Uzun Hikâye | Tüm Varlıkları Gözeten Dünyalar Eğitim Yoluyla Nasıl Kurulabilir?

Eğitim Reformu Girişimi’nin 2004 yılından beri düzenlediği, Türkiye’nin dört bir yanından öğretmenlerin hazırladığı yaratıcı materyalleri ve uygulamaları görünür kılan Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nın 19’uncusu gerçekleştirildi. 17 farklı ilden seçilen 53 uygulama, ilham veren çözümler öneriyor. Uzun Hikâye’nin bu bölümünde öğretmenlerin uygulamalarına yer verdik.

Dünyadaşlık Yazıları | Aborjinlerin İzinde, Eğitimin Bugününü ve Geleceğini Sorgulamak

19. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı, “Dünyadaşlık” temasıyla gerçekleşti. Konferansta “Birbirimizi ve tüm varlıkları gözeten, tüm yaşam biçimlerinin varoluşunu önemseyen ‘dünyaları’ eğitim yoluyla nasıl kurabiliriz?” sorusuna birlikte yanıt aradık.  Konferans sona erse de, ERG Blog’da dünyadaşlığın farklı boyutlarını konuşmaya devam ediyoruz. Yazı dizimizin dördüncü bölümünde, Şebnem

Dünyadaşlık Yazıları | “Dünyaya Özen Gösteren Bir Eğitim Anlayışı Düşünebilir Miyiz?”

21 Ekim’de gerçekleşecek 19. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nın bu yılki teması “Dünyadaşlık”. Konferansta “Birbirimizi ve tüm varlıkları gözeten, tüm yaşam biçimlerinin varoluşunu önemseyen ‘dünyaları’ eğitim yoluyla nasıl kurabiliriz?” sorusuna birlikte yanıt arayacağız. Konferans öncesinde ERG Blog’da yayımlanan yazılarla dünyadaşlığın farklı boyutlarını konuşmaya devam ediyoruz. Yazı