Yalnızca ‘Okumuş’ Adamlar

Sibel Kahraman / Milliyet Okumuş koca koca adamlar, tacize uğrayan 14 yaşında bir çocuğun, beden ve ruh sağlığının bozulmadığına dair rapor hazırlıyor. Okumuş koca koca adamlar, ellerinde kalemleri 70’lik tacizciyi savunuyor. Okumuş koca koca adamlar, ‘kuyruk’, ‘dişi’, ‘köpek’ üçlemesine hâlâ inanıyor. Peki, başka ne yapıyor bu okumuş koca koca adamlardan bazıları? 

  • Lise mezunu her üç erkekten biri eşine fiziksel şiddet uyguluyor. Bu bağlamda lise mezunu erkekler ile ilkokul mezunları arasında fark yok.
  • Her on polisten 7’si, her on hakim, savcı ve avukattan dördü kadının dış görünüşünün ve davranışlarının tecavüze yol açacağına dair bir düşünceye katılıyor.
  • Üniversite mezunu altı erkekten biri kadına şiddet uyguluyor. Aslında bu iç karartıcı tabloyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Verilerin bu kadarı bile ortaya koyuyor ki, ülkemizde eğitim süreci bireylerin toplumsal cinsiyetle ilgili değer, tutum ve davranışlarında yeterli bir dönüşüm sağlayamıyor. Sonuç olarak toplumda kadının aile içindeki rolü ön planda kalmaya devam ediyor. Eğitim ise kadının annelik rolünü daha başarılı oynaması için bir araç olarak görülüyor.
RAPORUN SÖYLEDİKLERİ Eğitim Reformu Girişimi’nin ‘Eğitimde ve Eğitimle Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’ bu konuda yapılacak pek çok düzenlemeyi içeriyor. Çeşitli kampanyalarla çocuklarımızı okullara kazandırmaya çalışırken, ilçelere kadar üniversite açma hayalleri kurarken cinsiyetle ilgili değerler ve davranışlarla ilgili çalışmanın vakti çoktan geldi. Bu konuda atılması gereken somut adımlar Eğitim Reformu Girişimi Raporu’nda şöyle sıralanıyor:
  • İlköğretim okulları için standartların oluşturulmasına yönelik hazırlıklar devam ediyor. Standartlar oluşturulurken toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel bir ölçüt olarak yer alması şarttır.
  • Öğretmen yeterlikleri sistemi ve okul temelli gelişim modelinin pilot uygulamaları devam ediyor. Ulusal düzeyde yaygınlaştırılmadan önce, her ikisinin de toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici şekilde gözden geçirilmesi önemli.
  • Yeni öğretim programına paralel olarak hazırlanan ders kitaplarının gözden geçirilme sürecinde içeriğin, cinsiyetçi öğelerden tamamen arındırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyici şekilde kurgulanması gerekir. Bu amaçla, öğretim programları ve ders kitapları üzerine çalışan uzmanların toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki duyarlılıklarının güçlendirilmesi ve Talim Terbiye Kurulu bünyesinde, kadın hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının da içinde yer aldığı bir birim oluşturulması düşünülmeli
]]>