Atılan adımlar ve ortaya konan hedeflere rağmen dünyadaki çocuk nüfusunun azımsanmayacak bir bölümü çalışmaya devam ediyor ya da iş arıyor.


Nitelikli eğitim açısından tartışılması kritik konuları veriler ve hak temelli yaklaşımla değerlendirdiğimiz yeni yazı dizimiz Etraflıca’nın ilk bölümünde çocuk işçiliğini ele aldık. ERG Blog’da bu kapsamda yayımladığımız yazılardan öne çıkan noktaları, konuyla ilgili yürütülen çalışmalar ile öznelerin ve paydaşların görüşlerini, çocuk işçiliği sorununun “etraflıca” anlaşılabilmesi ve önlenebilmesi için bu bültende derledik.

Çocuk işçiliği: Çocuğun çocukluğunu yaşamasına engel olan; fiziksel, bilişsel ve ruhsal olarak sağlıklı gelişimini zedeleyen her aktiviteyi içerir.*

 

Dünyada 160 milyon çocuk, yani her on çocuktan biri, çalışıyor. Türkiye’de ise 720 bin çocuk işgücünde.*


Türkiye’de 15-17 yaş arasındaki çocukların yüzde 16,4’ü işgücünde, yani her yüz çocuktan 16’sı halihazırda çalışıyor ya da aktif olarak iş arıyor.*


Çalışan çocukların yüzde 34,3’ü eğitim dışında.*


Haftalık 21 saatten fazla ev işlerine katkı sunan kız çocuklarının yüzde 44,4’ü eğitim dışında. Bu veri, ev içi emeğin de çocuk işçiliği olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor.*

Çocuk işçiliğine ilişkin mevcut resmi veriler, çalışma hayatının çocukların eğitim hayatlarını nasıl etkilediğine, çalışan/çalışmayan çocuk ayrımında devamsızlık durumuna ve psikolojik, sosyal ya da akademik gelişim farklarına ilişkin herhangi bir bulgu sunmuyor. 


Türkiye dahil pek çok ülkede 15-17 yaş zorunlu eğitim kapsamında olsa da bu çocukların çalışmasına yasal izin veriliyor.


“Kız olduğum için okutmadılar…Ben de bazen tarlaya gidiyorum. Limon kesiyorum, portakal topluyorum. Sepet öyle ağır ki, yerinden kalkmıyor. Tarlada çalışmak çok zor. Tarladan döndüğümde de ev işi yapıyorum.” Zeynep (16 yaş), Adana (Uzun Hikâye | Yoksulluk Hasadı)


“Yapmadığım kalmadı. Patates, fıstık, biber… Ablam, ağabeyim, babam hepimiz burdayız ve çalışıyoruz. Kim okula gitmek istemez, öğrenmek istemez ama…” İsmail (12 yaş), Adana (Uzun Hikâye | Yoksulluk Hasadı)


“Hayatımda hiç okula gitmedim, okuma-yazmam bile yok. 7 yaşından beri hep çalıştım. Benim hayalim ne olsun? Bir evimiz olsun. Sokağa atılırız diye korkmayalım. Hayalim bu.”

Ahmet (15 yaş), Diyarbakır (Çocuk, İşçi Olmaz | Hayata Destek Derneği)


“Çocuklar çoğu zaman çalışmayı yetişkinlik, okula gitmeyi de ‘çocuk’ işi olarak görebiliyorlar. Bir öğrencim pandemi döneminde internet erişimi olmadığı için derslere katılamadı. Ailesi de ‘evde boş duracağına gitsin çalışsın, para kazansın, iş öğrensin!’ mantığıyla onu sanayide bir tır tamircisinin yanına verdi... Yüz yüze eğitimin yapılabildiği dönemde hiçbir dersi kaçırmadan gelen öğrencime çevrimiçi derslere neden katılmadığını sordum. Çalışmaya başladığını söyledi. Önüne iki tercih konsa okul ve işten hangisini tercih edeceğini sordum. İşi tercih edeceğini söyledi. İş yerinde arkadaşlarının olduğunu, tır tamir etmenin çok heyecanlı olduğunu, orada çok ilginç şeyler öğrendiğini, okuldaki derslerin sıkıcı ve çok da gerekli olmadığını açık açık ifade etti. Halbuki bu öğrencim çalışkan bir öğrenciydi; fakat okulda arkadaşları tarafından dışlanırdı.”
Gözde Uysal, Öğretmen


“Sahada karşılaştığımız ailelerden çoğunlukla şunu duyuyoruz: ‘Çocuğum okuyacak da ne olacak. Çalışsın para kazansın daha iyi.’ Yani eğitim sisteminin zayıflığı, ailelere çocuklarının geleceğine dair bir güvence vermemesi, geleceksizlik hezeyanı da çocuk işçiliğini artıran bir etken.”
Özlem Gegez, Hayata Destek Derneği Sosyal Hizmet ve Çocuk Koruma Sektör Yöneticisi

 

“Türkiye’de çalıştırılan çocuklara dair (mülteci/göçmen/yabancı uyruklu çocuklar dahil) resmi veya gayri resmi veri çok az sayıda ve seyrek olarak toplanıyor… Görülmeyen, duyulmayan, bilinmeyen veriler sorunu doğru teşhis etmeyi, uygun ve etkili çözümleri bulmayı ve bu çözümleri uygulayarak koruyucu ve önleyici tedbirleri içeren bir sistem kurmayı ortadan kaldırıyor. Oysaki gerçekliğin olduğu gibi tüm çıplaklığıyla ortaya konması bir suçlama, karalama, yıkma aracı olarak tüketilmeden iyileşme, dönüştürme, değişme fırsatı olarak kullanılabilir.”
Sinem Sefa Akay, Politika Analisti, ERG Hangi Çocuk Neden Çalıştırılır?


“Kapsayıcı eğitim, hem çocuk işçiliğinin önlenmesi hem de okul, sınıf ortamındaki tüm eşitsizliklerle ve ayrımcılıklarla mücadele için oldukça önemli. Kapsayıcı ortamda eğitime devam etmeleri, çocukların gelişimlerine katkı sunarak ve kendilerini ‘değerli’ ve ‘güvende’ hissetmelerini sağlayarak eğitimden kopmalarını engelliyor; yapabilirliklerini ve becerilerini artırarak yoksulluğun aile içinde bir kısır döngü olmasının önüne geçiyor.”
Gözde Durmuş, İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Çalışmaları Birimi Koordinatörü Çocuk İşçiliğiyle Mücadelede Eğitim Nerede?


“Tüm toplumda çocuk işçiliğine dair algı ve çocuk işçiliğinin acil olarak çözülmesi gereken bir sorun olarak görülmemesi de sorumluların üzerinde baskı yaratmıyor. Taraflarına doğrudan çıkar sağlayan bu dengenin varlığı, kısa vadede bu aktörlere kazanç sağlasa ya da sağlıyor gibi gözükse de uzun vadede başta çocuklar olmak üzere hepimizin iyi olma hâlini tehdit eden bir sorunu akutlaştırıyor ve çözülmez hâle getiriyor.”
Prof. Dr. Pınar Uyan-Semerci ve Prof. Dr. Emre Erdoğan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri  Çocuk İşçiliği Sorunu Neden Çözülemiyor?

“Çocuk işçiliğinin altında yatan temel sorunun; toplumun, yani bizlerin, ailelerin, medyanın, eğitimcilerin ve yasa yapıcıların çocuktan ve evrensel çocuk haklarından ne anladığı olduğunu söyleyebiliriz. Çabaların sayısı artsa da dünyaya çocuk merkezli bakacak, onun aktörlüğünü, biricikliğini ve özerkliğini kabul edecek, sözünü duyabilecek, nesnel ve öznel kriterle iyi olma hâlini ve üstün yararını gözetecek bir bakış açısını benimsemiş değiliz.”
Prof. Dr. Pınar Uyan-Semerci ve Prof. Dr. Emre Erdoğan, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Çocuk İşçiliğinin Sıfır Noktasını Anlamak


“Biliyoruz ki çalıştırılan çocuklar yetişkinlere oranla daha fazla fiziksel ve cinsel istismara maruz kalma riski altındalar ve yetişkinlerden farklı bir gelişimsel evrede oldukları için işyerindeki kimyasallar, tehlikeli aletler ve güvencesiz çalışma koşulları çocukları daha fazla etkiliyor. Hiçbir koşulda hiçbir çocuğun yeri çalışma hayatı olmamalı.”
Özlem Gegez, Hayata Destek Derneği Sosyal Hizmet ve Çocuk Koruma Sektör Yöneticisi


cocukisciligineson.bilgi.edu.tr sitesindeki Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yol Haritası, eğitim ortamlarında çocukların çalışmasına dair riskler ile bu risklere karşı atılması gereken koruyucu ve önleyici müdahalelere ilişkin adımları gösteriyor. 

 

6-8, 9-13 ve 14-18 olmak üzere üç farklı yaş grubuna yönelik 4 kitapçıktan oluşan Psikososyal Destek Uygulama Rehberi: Çocuk İşçi olarak Çalışan veya Çalışma Riski Altında Olan ve/veya Örgün Eğitime Erişemeyen Çocuklar için Psikososyal Destek Programı, çalışmak zorunda bırakılan çocukların gelişimlerini desteklemek ve onlara oyun temelli bir psikososyal destek sağlamak amacıyla Hayata Destek Derneği tarafından hazırlandı.


Kalkınma Atölyesi, yayımladığı Mevsimlik Gezici Tarım İşçisi Haneler ve Çocuklarına Yönelik Uygulama Modeli Geliştirme Rehberi ile mevsimlik tarımsal üretimde gezici tarım işçisi olarak çalışan çocukların sayısının azaltılmasını, bu çocuk işçiliği biçiminin ortadan kaldırılmasını, mevsimlik gezici tarım işçiliği yapan hanelerin yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yerel düzeyde izleme, tespit, değerlendirme, belgeleme çalışmaları yürütmeyi ve nihayetinde uygulamaların yapılmasına katkı sunmayı hedefliyor.

Rengarenk Umutlar Derneği’nin hazırladığı Çalışmalıyım Çünkü Para Lazım: Pandemide Artan Çocuk İşçiliği Araştırma Raporu, Diyarbakır Örneği başlıklı raporda, Diyarbakır’ın 4 merkez ilçesinde farklı iş kollarında çalışan 12-16 yaş arası 155 çocukla yapılmış anket sonuçları ile ebeveynlerin çocuklarının çalışmaları hakkındaki görüşleri yer alıyor, çalışan çocukların çalışma koşulları ve nedenleri inceleniyor. Dernek, raporun saha araştırmaları için 12-16 yaş arası 200 çocukla görüşme yapılmasının hedeflendiğini fakat 12 yaş altı çalışan çocuk sayısının şehirde oldukça fazla olması sebebiyle, saha araştırmasını yürüten ekibin bu hedefe ulaşamadığını belirtiyor.


Türkiye'de Çocuk İşçiliği Sorunu: Suriye’den Gelen Mülteciler Sonrası Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri raporu Hayata Destek Derneği, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ve UNICEF işbirliği ile 2016’da düzenlenen “Türkiye'de Çocuk İşçiliği Sorunu: Suriye’den Gelen Mülteciler Sonrası Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” adlı konferansta yapılan sunumların tebliğlerinden oluşuyor.

 

ERG Araştırmacısı Umay Aktaş Salman ile konukları Başkent Üniversitesi Göç Araştırmaları Merkezi Sosyal Hizmet Uzmanı ve Hayata Destek Derneği Program Uzmanı Dr. Bülent İlik ve ERG Eğitim Gözlemevi Araştırmacısı Kayıhan Kesbiç, Türkiye’de çocuk işçiliği gerçeğini veriler ve sahadan izlenimlerle anlatıyorlar.


Eğitim 360° | Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği

 

Mevcut durumun daha iyi anlaşılabilmesi için veri eksiklerinin giderilmesi, kamu idaresi, sivil toplum ve özel sektör işbirliğiyle bütünlüklü politikaların hayata geçirilmesi hayati önem taşıyor.

 

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çocuk işçiliğinin her türünün 2025 yılına dek sonlandırılması gerektiğini vurguluyor.

Çocuk işçiliğinin eğitimden ayrılma nedenlerinden biri olması, çalışmaya başlama yaşının eğitim ve çocuk hakları bağlamında yeniden değerlendirilmesini gerektiriyor. Tüm çocukların nitelikli eğitime erişimlerinin sağlanması ve gelişimlerinin desteklenmesi için çocuk işçiliğinin önlenmesinin büyük bir öneme sahip olduğunu bir kez daha vurgulayarak Etraflıca’nın ilk bölümünü bu bültenle sonlandırıyoruz. Etraflıca’nın yeni bölümünde görüşmek üzere!



Etraflıca’nın ilk bölümü kapsamında yayımladığımız tüm yazılar:


Etraflıca: Çocuk İşçiliği
Hangi Çocuk Neden Çalış(tırıl)ır?

Çocuk İşçiliğiyle Mücadelede Eğitim Nerede? 

Çocuk İşçiliği Sorunu Neden Çözülemiyor? 

Çocuk İşçiliğinin Sıfır Noktasını Anlamak 


Diğer Bültenleri İnceleyin
Diğer Bültenlere Kaydolun

www.egitimreformugirisimi.org

.