Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Muhsin Yorgun, çalışmaya başladığında 9 yaşındaydı. Her sabah okul yerine işe gidiyordu. İlkokula 12 yaşında başlayabildi. Okul sıralarıyla bir kere buluştuktan sonra tüm zorluklara rağmen eğitimden bir daha hiç kopmadı. Hem okudu hem çalışmaya devam etti. Liseye geldiğinde ise mücadeleyle dolu hikâyesine dahil olan bir okul müdürü ve öğretmenleri hayatına yön verdi.
Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. “Uzun Hikâye” yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz.
Türkiye’de her 10 çocuktan altısı günde bir saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynuyor. Oysa oyun, eğlenceden çok daha öte. Çocuğun dili, hayatı deneyimleme yolu. Çocuklara dışarıda oyun oynama konusundaki deneyimlerini sorduk. Bir günü nasıl geçirdiklerine tanıklık ettik.
Zeynep 16 yaşında, tarlada çalışıyor. Ali Muhammed 12’sinde, fıstıktan, karpuza kadar pek çok ürünün hasadında çalışıyor. 14 yaşındaki Talip ortaokulu bitirdi ama okuma yazma bilmiyor. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çocukları eğitime devam edemiyor. Adana’da mevsimlik gezici tarım işçilerinin yaşadıkları yedi çadır yerleşimi dolaştık, aileler ve çocuklarla görüştük.
“Bir ara kiloluydum ve Facebook’tan fotoğraflarımı paylaşıp dalga geçiyordu arkadaşlarım. Çok üzülüyor ve sürekli ağlıyordum. Telefon numaram da dağıtıldı. Sürekli cinsel içerikli mesajlar geliyordu. Tanımadığım numaralar arıyordu. Sonunda telefon numaramı değiştirdim. Instagram’da ve çevrimiçi oyunlarda da sözlü tacize uğruyorum. Ben de uyuz olduğum birinin Facebook hesabını çaldım.”
Araştırmalar merak ve öğrenme arasındaki ilişkinin ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. Peki okullar merakı yeteri kadar besleyebiliyor mu? Öğrencilerin sorduğu sorulara “Dur daha o konuya gelmedik”, “Dersi kaynatma”, “Arkadaşlarının kafasını karıştırma”, “Zamanı gelince öğrenirsin” yanıtlarının verilmediği bir eğitim de mümkün. İşte örnekleri…
“Türkiye’de hanehalklarının eğitim harcamaları arasında uçurum var. Yoksul ve zengin kesimin eğitim harcamaları arasındaki fark 23 kat. Bu farka eğitimdeki eşitsizlikler de eklenince çocuklar arasındaki öğrenme uçurumu artıyor. Velilerin eğitime ayırdığı bütçeyi, okullar arasındaki farkı ve eğitimde fırsat eşitliğinin önemini farklı sosyoekomik gruplardan ebeveynlerin deneyimleriyle anlatıyoruz.”
Eğitim sistemine, ders notlarına indirgenen “başarı” anlayışı, çoktan seçmeli testlere indirgenen bir ölçme ve değerlendirme yaklaşımı hakim. Bu sistem içinde alışıla geldik “başarı” hikâyelerinden farklı bir “başarı” hikâyesi yazan gençlerle konuştuk. Onların hikâyesi, var olan ölçme değerlendirme yaklaşımındaki sorunları, çocuklar üzerinde yarattığı olumsuzlukları çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin durumunu sahadan örneklerle, hikâyelerle ortaya koymaya çalıştık. Eğitime erişimden, eğitimin içeriğine kadar farklı boyutlarda hem veriler hem de anlatılanlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çarpıcı şekilde gösteriyor. Eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın en önemli ve etkili yollarından biriyken eşitsizliği pekiştirebiliyor, hatta yeniden üretebiliyor.
Bu, öğretmenler söz sahibi olabildiğinde, desteklendiğinde, meslektaşlarıyla bir arada çözüm aradığında, kendilerinde, sınıflarında ve okullarında nelerin değiştiğinin hikâyesi. Çoğu zaman öğretmenin nesneleşebildiği, sadece aracı olarak görülebildiği bir eğitim sisteminde “özne” olduklarını hatırlatan öğretmenlerle konuştuk. Onların anlattıkları, öğretmenlerin kahraman değil, “özne” olmaya ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
2020-21 eğitim-öğretim yılı uzaktan eğitimle başlıyor. Hem haneler hem de okullar arasında imkân ve öğrenme eşitsizliklerinin olduğu Türkiye’de, her çocuk eğitim yılına bambaşka koşullardan geçmiş ve etkilenmiş olarak dönüyor. Üstelik sadece öğrencilerin değil, her okulun hikâyesi de ihtiyaçları da farklı. Öğrencilerin, öğretmenlerin ve okulların hikâyelerine kulak verdik, salgın sırasında eğitime dönüşün problemlerini araştırdık.
Kaynaştırma eğitimi alan öğrenci sayısı yıllar içinde artış gösterse de, hem eğitime erişimde hem de nitelikli eğitime erişimde hala sorunlar yaşanıyor. Kaynaştırma eğitiminde yaşanan sorunları, çocukları farklı kademelerde eğitim alan ebeveynlerden, öğretmenlerden dinledik.
COVID-19 salgınıyla birlikte derinleşen eşitsizliklerden en çok etkilenen çocuklar oldu. Her evin sosyoekonomik alt yapısındaki farklılıklara göre, salgının çocuklar üzerinde yarattığı psikolojik, ekonomik ve akademik etkiler de farklılaşıyor. Çocukların salgın sırasında yaşadıklarını, hissettiklerini onlardan dinledik.