Şimdi De Eğitim Manifestosu: Milli Eğitim Bakanı Aynı Zamanda Başbakan Yardımcısı Olsun

Hürriyet, Gila Benmayor  ÖNCE TEMA’nın siyasi partilere “çevreye duyarlı olun” çağrısı geldi. TEMA, seçmeni de uyardı “çevreye duyarlı olmayan partilere oy vermeyin” diye. Ardından TÜBİSAD’ın (Bilişim Sanayicileri Derneği) siyasi partilere ve milletvekillerine açık çağrısı yer aldı gazetelerde. Gazetelere tam sayfa ilan veren TÜBİSAD ne diyordu? “Türkiye bilgi toplumuna dönüşümünün gerektirdiği altyapı ve eğitim yatırımlarını yapmakta geç kalıyor. Bilişimin önünü açın, Türkiye’nin önünü açın.” İki önemli STK’dan iki önemli çağrı. Biri artık dünyanın gündeminde önemli yer tutan çevreyle, diğeri standartları yükseltmenin olmazsa olmaz koşulu bilişimle ilgili. Yine siyasi partilere yönelik üçüncü bir çağrı daha var. Eğitim Reformu Girişimi seçimlere katılacak tüm siyasi partilerden ve bağımsızlardan programlarında eğitime öncelik vermelerini talep ediyor. Şöyle diyor dünkü çağrısında: “Vergilerimizle maliyetini karşıladığımız kaliteli eğitimi, kız ve erkek tüm çocuklarımız adına 60. hükümetten talep ediyoruz.” Eğitimin ülkemiz için stratejik önemde olduğunu da vurguluyor. PARTİLERİN POPÜLİST YAKLAŞIMI Peki Eğitim Reformu Girişimi neler öneriyor? Bakanlar Kurulu’nda daha etkili bir güç birliği oluşturması ve koordinasyon amacıyla Milli Eğitim Bakanı aynı zamanda Başbakan Yardımcısı olsun. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılması planı 2008’de uygulamaya geçsin. Burada bir parantez açıyorum. Bakanlığın hantal yapısını küçültmesini ve daha etkin çalışmasını sağlayacak plan 2 yıldan beri hazırmış, Ama nedense uygulanmıyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin önerilerine devam ediyorum Erken çocuk eğitimi yaygınlaştırılsın. Öğretmenlerin eğitilmesi amacıyla 2008-2012 arası “Öğretmen Beş Yılı” ilan edilsin. Ülkedeki tüm kız ve erkek çocukları 2015 yılına kadar kaliteli ilk ve orta öğretime ulaşabilsin. Eğitim Reformu Girişimi’nin önerilerinin hepsine yer vermem imkansız. Ancak şunu ilave etmem gerek. ERG, siyasi partilerin, ÖSS ile OKS’ye “kaldıracağız” diye “popülist” yaklaşımlarını da eleştiriyor. Ne kadar eksik, yanlış tarafları olsa da tartışmadan, taraflar arasında uzlaşma sağlamadan, yerine başka bir şey koymadan ÖSS ile OKS’yi hemen kaldırmak mümkün mü? Herhalde, eğitim “popülizm” yapılacak en son alan. TEMA, TÜBİSAD, ERG örneklerinden yola çıkarak diyeceğim şu: Sanırım ilk kez bu seçimlerde birileri ortaya çıkıp siyasi partilere kamuoyu önünde “bu konuda ne yapacaksın” diye hesap soruyor. Beklentilerini açıklıyor. Umut verici bir gelişme değil mi? UNICEF Başkanı eğitim sistemine şaştı kaldı İSTANBUL’daki OECD toplantıları nedeniyle gelenlerden biri de UNICEF Başkanı Ann Veneman’dı. OECD toplantılarından önce İstanbul’da bazı eğitim kurumlarını ziyaret eden Veneman bu arada bir basın toplantısı düzenledi. Sorulara geçmeden önce İstanbul izlenimlerini anlatan Veneman, devlet okullarına giden öğrencilerin kimi zaman “özel ders” almaları gerektiğini duyunca çok şaşırdığını söyledi. “Çocukların okula gidip öğretmenlerinden para karşılığında ders almak zorunda kalmaları esasında endişe verici” diyen Veneman bunun eğitim sistemimizdeki çarpıklıklardan sadece biri olduğunu bilse. Üniversite sınavlarına hazırlanmak için hiçbir ülkede varlıklarına rastlamadığım “dershane” sisteminden tutun da özel ders zorunluluğuna kadar bir dizi çarpıklık nasıl düzelecek bilmiyorum.]]>