Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022’ye Türkiye’den katılan çocukların yüzde 19,2’si, yani neredeyse beş öğrenciden biri, para eksikliği nedeniyle haftada en az bir kez yemek yemediklerini bildiriyorlar. OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye, bu oranın en yüksek olduğu ülke. Türkiye’yi yüzde 13,6 ile Yeni Zelanda ve yüzde 13,1 ile Kolombiya takip ediyor. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 8,1. Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Özgenur Korlu, PISA 2022 verileri ışığında okul yemeğinin neden acil bir ihtiyaç olduğunu yazdı.
Özgenur Korlu
Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler öncesinde eğitimin gündemindeki ana başlıklardan biri okul yemeğiydi. Sivil toplum örgütleri tarafından okul yemeğine yönelik kampanyalar düzenlenmiş, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) okul yemeğini yaygınlaştırma yönünde çalışmaları hızlandırdığını paylaşmıştı. Dönemin Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer 31 Ocak 2022’deki açıklamasında, resmî okulöncesi eğitim kurumlarına devam eden öğrencilere haftanın beş günü, bir öğün beslenme verilmesi uygulamasının 6 Şubat itibarıyla başlatılacağını duyurmuştu.
Depremlerden sonra ise okulöncesi eğitimdeki okul yemeği uygulamalarının afet bölgesiyle sınırlandırılacağı ve çalışmaların deprem nedeniyle kısıtlandığı paylaşıldı. Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği 67. maddesine, “… okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların okulda geçirdikleri süredeki temel ihtiyaçlarını, öz bakım süreçlerini ve eğitim programının uygulanmasını desteklemek amacıyla katkı payı alınır.” ifadesi eklendi. Bu değişiklik, okulöncesi eğitimde eğitim araç gereçleri ve okul yemeği gibi ihtiyaçların devlet tarafından karşılanmayabileceği anlamına geliyor. Tüm bu gelişmelere ek olarak, geçtiğimiz hafta sonuçları açıklanan PISA 2022’de de çocukların gıdaya erişimine ilişkin çarpıcı bulgular yer aldı. 17 Aralık 2023’te TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak MEB 2024 bütçesi görüşmeleri öncesi bu bulgular ışığında sağlıklı, yerel okul yemeğinin önemini ve ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu bir kere daha konuşmak gerekiyor.
PISA 2022, okul yemeğine dair neler söylüyor?
3 yılda bir yapılan ve 15 yaşındaki öğrencilerin okuma, matematik ve fen alanlarındaki becerilerini ölçmeyi amaçlayan PISA kapsamında öğrenciler, öğretmenler, okul yöneticileri ve velilere anketler de uygulanıyor. Özellikle öğrencilere uygulanan anketle, çocuğun sosyoekonomik durumuna, iyi olma halini ve öğrenme süreçlerini etkileyen ihtiyaçlara ilişkin bulgular elde edilebiliyor. Bu ankette öğrencilere sorulan sorulardan biri de “Geçen 30 günde yiyecek alacak paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz?” sorusu. Öğrenciler bu soruya son 30 günde yemek yiyemedikleri sıklığa göre cevap verebiliyor. PISA 2022’ye Türkiye’den katılan 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 10,8’i haftada bir, yüzde 4,8’i hafta iki veya üç kere, yüzde 1,8’i haftada dört veya beş kere, yüzde 1,9’u ise her gün ya da neredeyse her gün paraları olmadığı yemek yiyemediklerini belirtiyor. Türkiye’nin oranları, dört kategoriden sadece “her gün ya da neredeyse her gün” seçeneğinde OECD ortalamasından daha düşüktür.
GRAFİK 1: “GEÇEN 30 GÜNDE YİYECEK ALACAK PARANIZ OLMADIĞI İÇİN KAÇ KERE YEMEK YİYEMEDİNİZ?” SORUSUNA VERİLEN YANITLAR
OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye, yüzde 19,2 ile son 30 günde haftada en az bir kez yiyecek parası olmadığı için yemek yiyemeyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülkedir. Bu durum, Türkiye’de neredeyse her 5 öğrenciden birinin haftada en az bir kere parası olmadığı için yemek yiyemediğine işaret ediyor. Türkiye’yi yüzde 13,6 ile Yeni Zelanda ve yüzde 13,1 ile Kolombiya takip ediyor. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 8,1’dir.
GRAFİK 2: OECD ÜLKELERİNDE SON 30 GÜNDE EN AZ HAFTA BİR KEZ YİYECEK ALACAK PARASI OLMADIĞI İÇİN YEMEK YİYEMEYENLERİN ORANI
Parasızlık nedeniyle yemek yiyememek öğrencilerin PISA 2022 ortalama puanlarını da etkiliyor. Son 30 günde hiç ya da neredeyse hiç yemek yiyememe sorunu yaşamayan öğrencilerin PISA 2022 ortalama matematik puanı 461 puanken, bu sorunu hafta bir kere yaşamış olanların ortalama puanı 423’tür. PISA 2022’de 20 puanlık farkın bir okul yılına denk geldiği düşünüldüğünde bu iki grup öğrenci arasında neredeyse iki okul yılı fark bulunuyor.
Okul yemeği neden acil bir ihtiyaç?
Yeterli beslenme bir insan hakkı ancak bu hakkın özellikle çocuklar için gerçekleştirilmesi için ek müdahalelere ihtiyaç duyuluyor. Artan gıda enflasyonu gibi faktörler, çocukların yaşadıkları hane koşulları altında sağlıklı ve yeterli gıdaya erişebilmesini engelliyor. Gıda enflasyonu OECD ortalamasında 2023’te yıllık yüzde 7 artarken, aynı oran Türkiye’de yüzde 72. Bu durum, özellikle dar ve orta gelirli hanelerdeki çocukların yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya erişimin zorlaştığının bir göstergesi. Eurostat tarafından yapılan analiz ise çocuk yoksulluğunun boyutlarını ortaya koyuyor. Buna göre, 2021’de Türkiye’de çocukların yüzde 45,2’si yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında. Üstelik bu durumdaki çocukların oranı 2015’ten beri artıyor. Bu oran, AB ülkeleri ortalamasında ise yüzde 24,4. Uluslararası veriler dışında TÜİK verileri de 2022’de çocukların yüzde 35,3’ünün ciddi maddi yoksulluk içinde olduğunu gösteriyor. Finansal ihtiyaçlarla ilgili bir gösterge olan “ciddi maddi yoksulluk oranı”, aralarında gıdaya erişimin de bulunduğu dokuz maddeden en az dördünü karşılayamayan kişilerin oranıdır. Tüm bu göstergeler Türkiye’de çocukların sağlıklı gıdaya erişememe riskinin yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Çocuklar sağlıklı ve yeterli gıdaya erişemediklerinde, sağlık problemleri ve gelişimsel bozukluklar yaşama ihtimalleri artıyor. Türkiye’de beş yaş altı çocuklarda boyuna göre düşük kilo görülme oranı yüzde 1,7. Yetersiz beslenmesi, çocuğun okul için hazırbulunuşluğunu, akademik performansını ve okula devamını da etkiliyor. Bu sorunların görülmesini engellememek için dünyada en yaygın şekilde kullanılan müdahale programı okul yemeğidir. Türkiye’de verilerin ortaya koyduğu gıdaya erişim riskinin boyutları düşündüğünde bir an önce okul yemeği uygulamalarını hayata geçirmek gerekiyor.
Okul yemeği için atılması gereken adımlar neler?
MEB, 2022’de okul yemeği için yürüttüğü politikalarda öğrenci değil, okul temelli bir okul yemeği politikası benimsediğinin işaretlerini vermişti. Özellikle taşıma merkezleri olan okullarda sadece taşımalı eğitim hizmetlerinden faydalanan öğrencilerin değil, tüm öğrencilerin okul yemeğinden yararlanması çok önemli bir politika değişikliğiydi. Okul yemeğine ilişkin etkili uygulamalar, öğrencinin yemek ihtiyacı nedeniyle etiketlenmeye maruz kalmadan tüm okula ücretsiz okul yemeği sağlamanın hem zorbalık ve dışlanma vakalarının önüne geçtiğini, hem de okula aidiyeti artırdığını ortaya koyuyor. Bu yüzden okul yemeği uygulamalarına okul temelli olarak başlamak gerekiyor.
Bu noktada okulöncesi eğitim kurumları, MEB’in 2022’deki tercihinde olduğu gibi, başlangıç için en iyi nokta. Özellikle yüksek oranda toplumsal fayda yarattığı için çocukların sağlığını geliştirmeye yönelik müdahalelerinin erken dönemden itibaren başlaması tavsiye ediliyor. Okul yemeği hizmetlerinin okulöncesi eğitimden başlaması, çocukların sağlığı kadar dezavantajlı grupların okulöncesi eğitime katılımını teşvik etmek adına da önemli. Türkiye’de okulöncesi eğitim beş yaşta yüzde 85 bandına ulaşmışken, sosyoekonomik olarak dezavantajlı çocuklara ulaşabilmek için okulöncesi eğitimin önündeki tüm bariyerlerin kaldırılması gerekiyor. Bunların başında okulöncesi eğitimde yemek gibi hizmetler için katkı payı alınması uygulaması geliyor.
Elbette eğitim hizmetleri kapsamında sağlanan her mal ve hizmet gibi okul yemeği hizmetlerini sağlamanın da bir maliyeti var. Okulöncesi eğitimden başlayarak okul temelli okul yemeği programlarının başlatılması kaynakların yaratılmasından geçiyor. Bunun için 17 Aralık 2023’te TBMM’de görüşülecek MEB 2024 bütçesi önemli bir fırsat. Her ne kadar MEB’in açıklamaları okulöncesi eğitimde okul yemeği uygulamalarının askıya alındığı yönünde olsa da, tüm partilerin çocukların iyi olma hali için yapacağı mutabakatla okul yemeği için MEB’e ek bütçe verilmesi sağlanabilir. Bu acil ihtiyacın karşılanmasını bir sene ertelemek bile milyonlarca çocuk için geri dönülmez sorunlara neden olacaktır. Bu yüzden okul yemeği uygulamalarını hayata geçirmek için en doğru zaman hemen, şimdi!
(*) Yazıya katkıları için Umay Aktaş Salman ve Burcu Meltem Arık’a çok teşekkür ederim.