Türkiye’de eğitim sisteminin niteliği için öğretmen politikaları alanındaki iyileştirme çalışmaları kritiktir. Öğretmenlik Meslek Kanunu ise öncelikli politika düzenlemelerinden biridir. Türkiye’de öğretmenlerin çalışma koşullarını, haklarını, görevlerini ve sorumluluklarını düzenleyen, öğretmenliğe özgü bir kanunun gerekliliği uzun yıllardır eğitimin çeşitli paydaşları tarafından dile getirilmektedir. İlgili kanunun bütünsel olması; kanıt temellilik, saydamlık ve katılımcılık ilkeleri doğrultusunda hazırlanması önemlidir. Yürürlüğe girecek kanunun bu nitelikleri taşıması için siyasi ve bürokratik iradenin sağlanması farklı kesimlerce dile getirilen, yaygın bir beklentidir. 

Öğretmenliğin mesleki standartlarını düzenleyecek bir kanun; öğretmenlerin yetiştirilmesi, nitelikleri, görev ve yetkileri, hak ve yükümlülükleri, atanmaları, emeklilikleri, maaşları, çalışma koşulları, iyi olma hâlleri, mesleki güçlenme ve meslek etiği gibi birçok boyutu kapsamalıdır. Kanun, okul idarecisi olarak çalışmaya ilişkin düzenlemeleri ve özel sektörde çalışan öğretmenleri de kapsamalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsam bakımından öğretmenleri ilgilendiren düzenlemelerin başka kanunlarla yapılmasını gerektirmeyecek kadar kapsamlı olmalı, böylece mevzuattaki parçalı durumu değiştirmelidir. Mevzuat açısından boşlukların bulunduğu ve dolayısıyla uygulamada belirsizliklerin yaşandığı bazı önemli alanlarda da yasal dayanak sağlamalıdır. 

31 Aralık 2021’de TBMM’ye sunulan, 10 Ocak 2022’de Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi, öğretmenin görev, hak ve sorumluluklarını yeterince düzenlemiyor ve öğretmenliğe ilişkin birçok kritik konuyu başka kanunlara havale ediyor. Dolayısıyla ihtiyaçların sadece sınırlı bir bölümünü karşılayan bu teklifin, bir meslek kanunu olarak kabul görmesi için kapsamlı bir biçimde geliştirilmesi gerekiyor.

Kanun teklifinde belirlenmiş maddelerin yasalaşmadan önce veri ve kanıtlar temelinde, öğretmenlerin mevcut durumuna ilişkin araştırmalar dikkate alınarak somutlaştırılması elzemdir. Paydaşların katkısıyla hazırlanacak bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, uzlaşı ortamının sağlanmasına katkıda bulunabilir. Mevcut durumda ilgili teklif hazırlanırken hangi paydaşlardan görüş alındığı, öğretmenler başta olmak üzere paydaş deneyimlerinin ve önerilerinin teklife nasıl yansıtıldığı açık değildir. Genel Kurul’a sunulması planlanan teklif bir başlangıç noktası olarak görülmelidir. Teklif kanunlaştırılmadan önce, ihtiyaç duyulan tartışma ortamını sunan katılımcı bir süreç yürütülmelidir. Bu süreçte eğitimin sisteminin en önemli aktörlerinden olan öğretmenlerin katılımı önceliklendirilmelidir. 

Türkiye’de öğretmenlerin iyi olma hâlinin desteklenmesine yönelik önemli bir adım olan Öğretmenlik Meslek Kanununa duyulan ihtiyaca, kanunun içeriğine ve hazırlık sürecine ilişkin Eğitim Reformu Girişimi’nin geçmiş yıllarda paylaştığı değerlendirmelerini aşağıda bulabilirsiniz:

 

1. Türkiye’de Öğretmen Planlaması ve Öğretmenin Mesleki Güçlenmesi: Politika Önerileri

Öğretmen planlaması ile öğretmenin güçlenmesine odaklanan politika notu, Türkiye’de öğretmen politikası alanındaki belirli sorunlara, bilimsel çalışmalar ile paydaş görüşlerine dayanan, uygulanabilir öneriler getirmek amacıyla hazırlandı ve Mart 2021’de yayımlandı. 

Dosyayı İndir

 

2. Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarımı ve Geliştirme Sürecine ilişkin 2019 Yılında TCCB Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu ile Paylaşılan ERG Görüş Belgesi

Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na Öğretmenlik Mesleği ve Eğitim Kurumu Yöneticiliğine İlişkin Politika Belgesi Taslağı hazırlanması sürecinde 2019 yılında sunulan görüş belgesi. 

Dosyayı İndir

 

3. Eğitim İzleme Raporlarında Öğretmenlik Meslek Kanunu

Öğretmenlik Meslek Kanununa ilişkin 2019, 2020 ve 2021 yıllarında yayımlanan Eğitim İzleme Raporlarında yer verilen değerlendirmelerin derlemesidir. 

Dosyayı İndir