ERG Seçim Öncesi Eğitim Sorunlarına Dikkat Çekiyor

Nuran Çakmakçı 
Eğitimle ilgili araştırmaları ile gündeme gelen Eğitim Reformu Girişimi (ERG) seçim öncesi eğitimdeki bazı sorunları dile getirmek ve yeni meclis ve hükümetin beş alandaki tespitlerine dikkat çekmek için afişler hazırladı.
ERG, eğitimde en önemli sorunları bu afişler aracılığıyla tartışmaya açıyor. Eğitim harcamaları, eğitim hakları, ortaöğretim sistemi, fırsat eşitliği, eğitim için ayrılan kamu kaynakları ve eşitsizlikler üzerine hazırlanan çalışmanın diğer ayağında ise seçimlere giren 8 partinin (CHP, AKP, MHP, DP, TKP, HAS ve Emek, Özgürlük ve Demokrasi Blok) seçim bildirgeleri taranarak, eğitime genel bakışları değerlendirilerek eleştirildi.
ERG’nin hazırladığı afişler ve öncelikleri şöyle:
Eğitime ayrılan kaynak harcamaları: Eğitime ayrılan kamu harcamalarında artış oldu, ama hala yeterli değil. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Stratejik Planı’nda kendine biçtiği hedefleri yakalayabilmesi ve Türkiye’nin artan genç nüfusuna yanıt verebilmesi için eğitim harcamalarının giderek artması gerekiyor. Haziran 2011’den sonra kurulacak hükümetin 2014 yılına kadar kamu eğitim harcamalarının GSYH’nin yüzde 6’sına kadar çıkması ve böylece gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştırılmış olması gerekiyor.
Ortaöğretim sistemi gençleri kaybediyor: Ortaöğretimde terk oranları yüksek. 2008-2009 öğretim yılında 360 bin genç liseleri diplomasız terk etti. Her gün 2 bin öğrenci okulu terk ediyor. Özellikle 2008 yılındaki verilere göre 15-19 yaş arasındaki gençlerde kızların yüzde 40’ı, erkeklerin yüzde 25’i öğrenci ve çalışan değil. Bu durumda, sistemin gençleri kaybetmemesi, onları ortaöğretime çekebilmesi için esnek, eşitlikçi ve kaliteli bir ortaöğretim sistemi kurulması gerekiyor. Ortaöğretim, bizce Türkiye’de yeterince önem verilmeyen ama toplumsal boyutu da son derece hayati olan bir eğitim aşamasıdır.
Eğitim sisteminde fırsat eşitliği sağlanmıyor: Sosyo ekonomik bakımdan en zengin yüzde 20’lik dilimde bulunan öğrenciler ile en fakir yüzde 20’likte bulunan öğrenciler arasında başarı, öğrenme ve yükseköğrenime erişim açısından çok ciddi farklar var. Bu fark giderilmediği sürece bir ‘orta sınıfa’ sahip olma ya da toplumunun genelinde fırsat eşitliğini gerçekleştirme imkanını bulamayacağız.
Eğitim sisteminde öğrenme gerçekleşmiyor: Türkiye’deki gençlerin, seçime giren siyasi partilerin özellikle AKP ve CHP’nin de çok önemsediği-yaşam becerilerini ve öğrenmeyi uluslararası alanda karşılaştırmalı olarak ölçen PISA testlerinde OECD ortalamasından son derece düşük puanlar alması çok önemli. 2009 yılında Türkiye 454 puanla OECD’nin 500 puanlık ortalamasının gerisinde çıkıyor. Zaten, Türkiye’de 15 yaşında her 3 çocuktan biri öğrenci değil. Yaşam becerilerini kazandıran, basit matematik problemlerini çözebilen, öğrendiklerini başka durumlara adapte edebilen gençleri yetiştirecek bir eğitim sistemi kurgulanmalı.
Eğitimde haklar gerçekleşmiyor: Türkiye’de 0-19 yaş grubu içinde özel gereksinimi bulunan her 10 çocuktan yalnızca biri kaynaştırma yoluyla eğitimden yararlanabiliyor. Türkiye’de çocukların yüzde 25’i iki ay içinde en az iki kez okulda zorbalıkla karşılaştığını beyan etti. OECD ortalaması yüzde 11. Bu konudaki mevcut durumun saptanması için MEB’den daha çok veri ve araştırmacıların erişiminin sağlanması için destek bekleniyor. Meclis ve hükümetin eğitimde hakların tümünün eksiksiz gerçekleşmesi için mevzuat ve uygulamada önlem almaları gerekiyor.
****
Okullar boşaldı, ama suçlu bulunamıyor
Malum sınavlar yaklaştı. Önümüzdeki hafta 4 Haziran’da ilköğretim 8, 5 Haziran’da ise ilköğretim 7. sınıflar için Seviye Belirleme Sınavı yapılacak. Daha sonraki haftalarda ise LYS’ler başlayacağım.
Geçtiğimiz haftadan itibaren okullar boşaldı. İlköğretim 7 ve 8’ler ile lise son sınıf katlarında in cin top oynuyor. Her iki öğrenci grubu da geleceklerini kilitledikleri bu yarıştan galip çıkmak için son güçlerini kullanıyorlar.
Sınıflar son haftalrada 3-5 kişiden ibaret. Geri kalanlar evde oturup ders çalışmıyor, kurslara, özel hocalara gidiyor. Okullar da çaresiz buna göz yumuyor. Zaten bu sistem nedeniyle hafta sonları okul, ev, dershane arasında gidip gelen öğrenciler son haftalarında tercihini tek yönde kullanmak zorunda kalıyorlar. Kimi zaman dershanelerin sınıflarını dolduruyor, kimi zaman soluğu özel hocada alıyorlar. Canını dişine takmış onlarca, yüzlerce soru çözüyorlar.
Görünüşte her şey yasal
Görünüşe bakılırsa her şey yasal. Öğrenciler devamsızlık hakkını kullanıyor. Kimi zaman alınan sahte raporlarla durum iyice kangren haline geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı okulları, Sağlık Bakanlığı da sahte rapor konusunda doktorları uyarıyor. Veliler ise, bu zorlu yolda çareyi okul dışında buluyor. Yıllardır aynı dönem aynı sorunu yazıyorum. Çözüm bir türlü bulunamadı. Sahte rapor veren dokturu, öğrenciyi okula göndermeyen veliyi, o öğrencilerin okula gelmemesine göz yuman okulu, çocuğu sınava hazırlayan özel öğretmeni, dershaneyi suçlamak işin kolayı.
Benim önerim en kısa zamanda buna çözüm bulmak. Müfredat, sistem hazır seçim yaklaşırken bir kez daha gündeme getirilmeli, herkes bile bile bu rezalete göz yummamalı.
Eğitimciler, kamu yöneticileri, Bakanlık kısa zamanda bu konuya çözüm bulmalı. Kimse kimseyi kandırmamalı. Gerçekçi çözüm bulunamlı.
****
Mezunlar buluşması
Nişantaşı Kız Lisesi-Nuri Akın Anadolu Lisesi Mezunlar Derneği’nin 10.yıl mezunlar buluşması 5 Haziran Pazar günü yapılıyor. Şişli Belediyesi sponsorluğunda sağlanan dondurmalarla geleneksel buluşma okulun Teşvikiye’deki bahçesinde yapılacak. Her iki okulun marşının çalınacağı buluşmada Mezunlar Derneği Başkanı Süheyla İskender, müzik ve eğlencenin de yer alacağını açıkladı.
]]>