Eğitim Reformu Girişimi (ERG): Kadın Öğretmenlerin Temsili Sınırlı

Hürriyet Eğitim Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG), 19’uncu Milli Eğitim Şurası’nı değerlendirdiği rapora göre Türkiye’deki devlet okullarında kadın öğretmen sayısı çok olmasına rağmen, öğretmen niteliğinin arttırılmasına odaklanan çalışma gruplarında kadın katılımcıların sayısı sınırlı kaldı. Eğitim Reformu Girişimi (ERG): Kadın öğretmenlerin temsili sınırlı Eğitim Reformu Girişimi, aralık ayında Antalya’da 2-6 Aralık 2014 tarihleri arasında düzenlenen 19. Milli Eğitim şurası’nı içerik, katılım, temsiliyet ve tartışmaların saydamlığı çerçevesinde değerlendirdi. Milli Eğitim Şuraları’nın çok sesli ve şeffaf tartışmalarla gerçekleşmesinin önemini vurgulamak amacıyla hazırlanan rapora göre, Şura’da kadın öğretmenlerin temsili sınırlı kaldı. Şura raporu bilim ve teknoloji kullanımına ve üretimine yatkın, bilgi toplumunun gerektirdiği temel bilgi ve becerilerle donanmış, üretken bireylerin yetişmesine yönelik hazırlanmasına rağmen, Şura Genel Kurulu’nda bu yönde bir karar alınmadı. ERG’in raporundan çıkan sonuçlar özetle şöyle:

– Milli Eğitim Şurası, MEB’in en yüksek danışma kurulu ve eğitim alanındaki en köklü kurumlardan biri. Bu köklü kurumun yönetmelikte betimlendiği biçimiyle işlevini yerine getirebilmesi için eğitim politikalarına ilişkin mevcut zorluklara ve aksaklıklara odaklanması ve Şura’da bu sorunları gidermeye yönelik tartışmaların katılımcı biçimde ele alınması gerekiyor. Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, demokratik değerleri ve ulusal kültürü özümsemiş, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, özgüven ve sorumluluk duygusu ile girişimcilik ve yenilikçilik özelliklerine sahip, bilim ve teknoloji kullanımına ve üretimine yatkın, bilgi toplumunun gerektirdiği temel bilgi ve becerilerle donanmış ve üretken bireylerin yetişmesini eğitim politikasının temel önceliği olarak belirledi ve 19. Milli Eğitim Şurası Hazırlık Raporu bu önceliklerle uyumlu biçimde hazırlandı. Buna karşın Şura Genel Kurulu’nda bu önceliğin gerçekleştirilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadı ve Şura’da alınan kararlar ve eğitimin öncelikleri arasında büyük bir kopukluk ortaya çıktı. – Eğitim politikasının gündeminde olan ve öğrenci, veli, öğretmen ve okul yöneticilerince önemsendiği bilinen, MEB ve Kalkınma Bakanlığı’nın üst politika belgelerinde açıkça dile getirilen önceliklerin Şura Genel Kurulu kararlarına yansımamış olmasının temel nedenlerinden biri, alınan kararların Şura katılımcılarının öncelikleri temelinde şekillenmiş olmasıdır. Bu nedenle, Milli Eğitim Şurası’nın, çoksesliliğin teşvik edildiği ve Türkiye’ye özel sorunların yanında eğitimle ilgili küresel eğilimlerinin de tartışılabildiği bir kurum olarak yeniden tesis edilmesi büyük önem taşıyor. Katılım ve temsiliyeti bu doğrultuda iyileştirmek ve Şura çalışmalarının saydam biçimde yürütülmesini sağlamak Şura kararlarının politika öncelikleriyle ilişkisinin kopmasının önüne geçecek. Böylece Milli Eğitim Şurası yönetmelikte betimlendiği biçimiyle işlevini yerine getirebilecek. – Türkiye 2023’te kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasılayı 25 bin dolara yükseltmeyi hedefliyor. Bu doğrultudan ilerlenebilmesi için üretkenliğin ve katma değer üretiminin süratle artması en temel önkoşullardır. Üretkenliğin ve katma değer üretiminin yükselebilmesi içinse eğitim politikalarının öğrencileri küresel rekabet ortamında gereksinim duyacakları becerilerle donatacak biçimde tasarlanması büyük önem taşıyor. Mevcut durumda uluslararası araştırmalar, Türkiye’de öğrencilerin sadece yüzde birinin ileri düzey bilgisayar becerilerine sahip olduğunu (Çek Cumhuriyeti yüzde 37, Kore yüzde 35, Avustralya yüzde 34 ve Polonya yüzde 33) ve yetişkinlerin İngilizce becerilerinin Ürdün ve Katar’ın gerisinde ve çok düşük düzeyde olduğunu gösteriyor. Bu nedenle Şura’da alınan kararlar üst politika belgelerinin ötesinde siyasi iradenin belirlemiş olduğu orta vadeli hedeflerle ve küresel ekonominin temel gereklilikleriyle uyumlu değil. 2023 hedefleri, eğitim politikalarının Türkiye’yi küresel olarak daha rekabetçi kılacak biçimde dönüştürülmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Üst politika belgeleri bu dönüşümün genel hatlarını belirliyor. Şura’nın bu vizyonu destekleyecek biçimde gerçekleşmesi, Türkiye’de eğitim sisteminin geliştirilmesi ve eğitimin niteliğini yükseltmesine katkı sağlayacak.]]>