Eğitim 360° (79): Türkiye’nin Eğitim Sistemi Geleceğe Hazır mı?

Medyascope TV işbirliğiyle hazırladığımız Eğitim 360°’ın 79. bölümünde, sosyal ve ekolojik dönüşümün hız kazandığı, becerilerin sıkça güncellendiği bir çağda eğitimin bu dönüşüme ne ölçüde hazır olduğu ele alındı. ERG Araştırmacısı ve Medya Koordinatörü Umay Aktaş Salman’ın moderatörlüğünü yaptığı programa, ERG Politika Analisti Özgenur Korlu ve Kayıhan Kesbiç, ERG Kıdemli Politika Analisti Ekin Gamze Gencer katıldı. Programda ERG’nin TÜSİAD işbirliğiyle hazırladığı “Geleceğin Dünyasına Hazırlanırken Eğitime Bakış: PISA 2022 Bulguları Işığında Türkiye’de Eğitimin Durumu” araştırmasının bulguları paylaşıldı. Kayıhan Kesbiç, 15 yaş grubundaki öğrencilerin okuma, fen ve matematik alanındaki becerilerini ölçen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nda (PISA), Türkiye’nin puanını 2003 ve sonrasında yükselterek, OECD ülkelerinin puan ortalamasıyla farkı azaltmasına karşın hâlâ üç alanda da  ortalamanın gerisinde kaldığını belirtti:  

“Öte yandan Türkiye’de sosyoekonomik durumun eğitime etkileri çok ciddi boyutlarda. PISA, üç alanda çocukların yeterlik düzeyini altı seviyeye ayırıyor. İkinci düzeyin altındaki çocuklar asgari yeterlik düzeyinin altında oluyor. Beşinci ve altıncı düzeydeki çocuklar ise karmaşık düşünme becerilerine sahip, yeni teknolojilere ayak uyduran, bu teknolojilerin üreticisi olma potansiyelini barındıran çocuklar.  Türkiye’de dezavantajlı öğrencilerin yarısı ikinci düzeyin, yani asgari yeterlik düzeyinin altında. Beşinci ve altıncı yeterlik düzeyindeki öğrenciler arasında da avantajlı öğrencilerin oranı daha yüksek. Ayrıca Türkiye’de akademik ve sosyoekonomik olarak okullar arasında ayrışma var. Benzer akademik ve sosyoekonomik plana sahip çocuklar benzer okullarda toplanıyor.”

Ekin Gamze Gencer ise Türkiye’deki çocukların düşük olan okul aidiyetinin 2018’den 2022’ye daha da düştüğünü vurgulayarak, “PISA 2022’ye katılan çocuklar, hem okuldan hem de hayatlarından OECD ülkelerindeki akranlarından daha az memnunlar. Hayatlarından ne ölçüde memnun olduklarına dair soruya OECD ülkelerindeki öğrenciler 10 üzerinden ortalama 6,8 puan veriyorlar. En düşük puan 4,9’la Türkiye’ye ait” diye konuştu. 

Özgenur Korlu da, eğitim sisteminin temel amacının bugünün kaynaklarıyla çocukları gelecekteki duruma hazırlamak olduğunu belirterek şunları söyledi: 

“Okuma, fen ve matematik alanında öğrencilerin üst düzey becerilere sahip olması gelecekteki hayatlarında pek çok değeri ve beceriyi rahat öğrenmelerini, sorunlara adapte olmalarını sağlıyor. Türkiye’de öğrencilerin öğrenme merakı, azim, yaratıcılık konusunda potansiyellerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Bu önemli bir fırsat. Daha azimli, daha meraklı olan çocukların yüksek puan almasını bekleriz. Ancak Türkiye’de sonuçlar her zaman böyle değil. Öğrencilerin temel yeterliklerinin eksik olması bu becerilerin de eksik olmasına neden olabilir.”

İlginizi Çekebilecek İçerikler