Seçimler ve Eğitim

Eğitimde Reform İçin Önce Ortak Akıl Oluşturmayı Öneriyoruz

Türkiye’de eğitim siyasi çekişmelerin sahnesi olduğu sürece ortak geleceğimiz için vadettiği katkı gerçekleşemeyecek. Önümüzdeki Cumhurbaşkanı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi sonrası eğitime yaklaşımımızı değiştirmek için bir milada ihtiyacımız var. Türkiye’nin genç nüfusunun oluşturduğu demografik fırsat penceresinin kapanmaya başlamasına sadece yıllar kaldı. Artık siyasi partilerin bir masa etrafında oturarak ortak eğitim hedeflerimiz için siyasi uzlaşı sağlaması ülkemiz için hayati öneme sahip.

Seçimler öncesinde adayların kamuoyuna eğitimde radikal değişiklikler önermesindense, bireysel, toplumsal ve coğrafi farklılıkları gözetmeden hepimizi zorlayan sorunlarımıza sabırla, akılla ve beraber çözüm geliştireceklerini söylemelerini duymaya ihtiyacımız var. Adayların, giderek kutuplaşan bir topluma, ardı ardına gelen reformlardan yorgun ve bezgin bir eğitim camiasına, öncelikle güvene dayalı ve tüm paydaşları kapsayan bir ortam sunacaklarına, kararları alırken onların da sesini duyacaklarına söz verdiklerini duymaya ihtiyacımız var.

Eğitimde “Cumhuriyet 100+” hayali kurulmalı ve onu gerçekleştirmeye yönelik ilk adım olarak Türkiye Ulusal Eğitim Stratejisi 2020-2030 geliştirilmelidir. Karşımızdaki bazı zorluklar iyice anlaşılmadan, çözümler üzerinde etraflıca düşünülmeden ve yaptıklarımızın etkisi değerlendirilmeden yola çıkılmamalıdır. Kamunun verdiği kararlarda verinin ön planda olması sağlanmalıdır.

Okula giden çocukların, gelecekte onları bekleyen dünyaya hazırlıksız atılması bir kader olmamalıdır. Ellerinden geleni yaparak çocukların kaderini değiştirmeye gayret eden öğretmenlere “yapabilirim” hissi geri verilmeli ve bunun için onları güçlendirmek önceliklendirilmelidir. Eğitimde artık okulları güçlendirmeye odaklanmalıyız. Adayların öğrenme alanında hem ülkemiz ile dünya arasında hem de okullarımızın arasındaki uçurumu kapatma iddiasında olmasına ihtiyacımız var.

Ülke olarak belirleyeceğimiz ortak eğitim hedefleri etrafında kenetlenerek Birleşmiş Milletler’in 2030 için belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında herkesin konuşacağı başarı hikayelerinden birini yaratabiliriz. Cumhuriyetin ilkelerine bağlı, kazanımlarından beslenen, güçlü yanlarımızı kullanan ve geleceği sezerek hareket edebilen bir yapı kurgulamak gerekiyor. Bunun için de önce eğitim reformu yapmamız değil, ortak aklımızı harekete geçirmemiz gerekiyor. Yeni iktidarı bekleyen en büyük fırsat budur.

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) olarak, her seçim döneminde olduğu gibi, 24 Haziran 2018’de yapılacak olan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi öncesinde de kapsamlı çalışmalarımızın çıktılarını derleyerek eğitime dair önerilerimizi tüm adaylarla paylaşıyoruz.

İlginizi Çekebilecek İçerikler

Her Çocuğa Eşit Fırsat: AÇEV ve ERG’nin Erken Çocukluk Eğitimine ilişkin Politika Önerileri

Gelişimin en hızlı olduğu yılları kapsayan erken çocukluk döneminde sağlanan nitelikli eğitim hizmetleri çocuğun fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi için eşsiz önemdedir. Erken çocukluk eğitiminin (EÇE) olumlu etkileri, erken çocukluk döneminde çocuğun iyi olma hâlini desteklemenin ötesine geçerek, bireylerin gelecek eğitim ve çalışma yaşamlarında