Bianet: Tarım İşçiliği Nesilden Nesile Geçen Bir Yoksulluk

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Araştırmacısı Umay Aktaş Salman, Adana’da mevsimlik gezici tarım işçilerinin yaşadıkları yedi çadır yerleşimi dolaştı, aileler ve çocuklarla görüştü. “Uzun Hikaye” yazı dizisinin son bölümünde hikayesine yer verdiği çocukları “Yoksulluk Hasadı” başlığıyla kaleme aldı. Dokuz ilde 1353 kişinin verileriyle hazırlanan Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği Raporu’na da yer verdiği hikayesinde, 5-11 yaş grubundakilerin yüzde 35’i tarlada çalışırken, bu oran 12-15 yaş grubunda yüzde 78’e, 16-18 yaş grubunda ise yüzde 85’e çıktığını belirterek şöyle yazdı: “Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çocukları eğitime devam etmekte zorlanıyorlar. Kimi gittikleri illerde okullara devam etmeye çalışıyor kimi erkenden eğitimden kopuyor. Oysa onları tarlalardan çıkaracak tek şey eğitim.” “Veriler sınırlı hikayeler gerçek” Aktaş-Salman “ulusal düzeyde veriler sınırlı olsa da hikayeler gerçek” diyerek şöyle anlatıyor Adana’daki hikayesini: “Genellikle yol ve su kanallarının kenarlarına kurulmuş naylon, bez çadırlardan oluşan çadır yerleşimlerinin bulunduğu yerlerin adı değişiyor ama hikâyeler pek değişmiyor. “Ortak nokta yoksulluk, eğitimsizlik, beslenme ve sağlık sorunları… Çadırlarda okula giden çocuklar da var, çoktan eğitimden kopmuş olanlar da… “Evin geçimi için okulu terk ediyorlar” “Sümeyye Taş daha 18 yaşında, 17 yaşında evlendirilmiş. Dokuz aylık hamile. 8. sınıftan sonra liseye gidememiş. Okumak kısmet olmadı, diyor mahçup bir şekilde. Okuyabilseydi öğretmen olmak istediğini söylüyor. “Okulu terk etme sebebi, evin geçimini sağlamak. Tıpkı yüzlercesinin olduğu gibi. “Tarım işçiliği nesilden nesile yoksulluk” “Tarım işçiliği nesilden nesile geçen bir yoksunluk, yoksulluk. 16 yaşındaki Zeynep hem tarlada çalışıyor hem de çadırdaki ev işlerini yapıyor. “12 yaşındaki Ali Muhammed iki yıldır fıstıktan, karpuza, susama kadar pek çok ürünün hasadında çalışıyor. “14 yaşındaki Talip’in Urfa-Adana hattında devamsızlıklarla geçen eğitim hayatının 8. sınıftan sonrası yok. Ortaokulu bitirmesine rağmen okuma yazma bilmiyor.” Veriler ne diyor? Kalkınma Atölyesi Kooperatifi’nin 2018’de yayınladığı “Bir Yevmiye Bir Yevmiyedir” başlıklı raporuna göre çocukların yüzde 66’sının eğitime devam edememe nedeni ekonomik sebepler. 2017’de dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine verdiği yanıta göre, Türkiye’de 2016-2017 eğitim yılında mevsimlik tarım işçisi ailelerin e-Okul’a kayıtlı çocuklarının sayısı 22 bin 414. Hayata Destek Derneği’nin 2014’te hazırladığı Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği Raporu’na göre, 18 yaş altında tarlada çalışan çocukların yüzde 50’si eğitimini terk etti. Bu oran mevsimlik tarım işçilerinin tarlada çalışmayan çocukları için bile yüzde 21. Hem tarlada çalışan hem de eğitimlerine devam eden çocukların yüzde 57’si okuluna düzenli devam edemiyor. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çalışmayan çocuklarının yüzde 43’ü de devamsızlık yapıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son 2012’de yaptığı Çocuk İşgücü Anketi’ne göre Türkiye’de 6-17 yaş grubunda 893 bin çocuk işçi var. Bu çocukların yüzde 44,7’si, yani yaklaşık 400 bini tarımda çalışıyor. Asgari çalışma yaşı 18 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasak. 15-18 yaş arasındaki çocuklar ise eğitimlerine engel olmayacak, sağlık ve güvenliklerinin tam olarak güvence altına alındığı işlerde çalıştırılabilirler. Aynı kanunla 14 yaşını doldurmamış çocukların da gelişmelerine ve okula devamlarına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde çalıştırılabilecekleri belirtiliyor. Mevsimlik gezici tarım işçiliği “en kötü biçimdeki tarım işçiliği” olarak tanımlanıyor. Bu alanda asgari çalışma yaşı 18. Aktaş-Salman, “Ancak pek çok sektörde, en yaygın olarak da tarımda çocuk işçiliği yakıcı bir şekilde varlığını sürdürüyor. Bunu ortaya koyacak veriler ise sınırlı” diyor. (TP)
“Uzun Hikaye” yazı dizisi Yazı dizisinin “Eğitim politikaları, sistemi ve sorunları konuşulurken, eğitimin öznesi öğretmen, öğrenci ve veliler çoğu zaman gizli özne durumunda. Sayılar, istatistikler eğitimi konuşurken tek başına yeterli değil aslında. Okullarda, evlerde, sokaklarda verilerin ötesinde bir gerçeklik var. Her sayı bir hikâye. Uzun Hikâye yazı dizimizde istatistiklerin, uzmanların anlattıklarının yanı sıra eğitimi gerçek öznelerin hikâyeleriyle anlatıyoruz” diye duyuruyorlar. “Bir Meslek, İki Kadro: Öğretmenlik“, “Okul Öncesi Eğitim Yoksullar için Lüks“, “Değişen Sistemde Öğretmen Olmak”, “Bir Meslek, İki Kadro: Öğretmenlik“, “Beni Karanlıktan Döndüren Öğretmenlerim Oldu“, “Okuldan Uzakta“, “Gri Kentin Oyuna Uzak Çocukları”  yazı dizisinde yer alan başlıklardan.
]]>